Eğitimde gerici protokollere karşı Bergama’da 2. basın açıklaması yapıldı
Bergama Eğitim-Sen ve Veli-Der tarafından yapılan ortak açıklamanın açılışı, Bergama Eğitim-Sen’in eski üyelerinden ve öğretmen Fikret...
Bergama Eğitim-Sen ve Veli-Der tarafından yapılan ortak açıklamanın açılışı, Bergama Eğitim-Sen'in eski üyelerinden ve öğretmen Fikret Ali Parlas tarafından yapıldı. Açıklama metni Bergama Eğitim-Sen Baş Temsilcisi Şirin Ural tarafından okundu. Açıklama sırasında 'inadına bilim inadına laiklik', 'okullarda imam istemiyoruz', 'karanlığa teslim olmayacağız' sloganları atıldı. https://www.kucukmenderes.com.tr/wp-content/uploads/2023/06/WhatsApp-Video-2023-06-09-saat-20.50.24.mp4
Açıklamanın tam metni şöyle;
'LAİKLİĞİ VE LAİK EĞİTİMİ HEDEF ALANPOLİTİKA VE UYGULAMALARA DERHAL SON VERİLMELİDİR!
Türkiye'de siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirme isteği yetkili konumlardaki kişiler tarafından sıklıkla ifade edilmiştir, çeşitli uygulamalarla bu istek yaşama geçirilmiştir. Son yıllarda, Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmıştır. Bu ortak projeler üzerinden eğitimi dinselleşme süreci hızlandırılmış, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol ile 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi' (ÇEDES) kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılmakta ve çeşitli kararlar alınmaktadır.
Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, etkin bileşeni din referanslı kurumlar olması nedeniyle laik-bilimsel eğitim anlayışına ve eğitim bilimlerine aykırı bir çerçevede hazırlanmış ve uygulanmaya başlamıştır. Bu proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı hem programa katkı sağlayan hem de 'temsilci öğretmen' kanalıyla öğrencileri bulan ve kamu meknlarını kullandıran kurumlar olarak işlev görmektedir.
Tüm lise, ortaokul, ilkokul ve anaokulları ile il merkezi ve ilçelerde bulunan tüm cami ve Kur'an kursları'nı kapsayan proje, Milli Eğitim Müdürlükleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı il müftülükleri aracılığıyla okullara öğrencilerin sözde 'manevi gelişimini desteklemek' amacıyla 'manevi danışman' görevlendirmelerinin önünü açmaktadır. Bu bağlamda pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip, Kur'an kursu öğreticileri, İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere çeşitli illerde görevlendirilmeye başlanmıştır. İzmir genelinde 842 okula, ilçemiz Bergama'da ise 17 okula 'manevi danışman' atanmıştır. Bu proje kapsamında Bergama'da bazı okulların imamlarla beraber cami ve şehitlik ziyareti yaptıklarını da biliyoruz.
Projede manevi danışmanın görevi şu şekilde tanımlanıyor: 'Öğrencilerin moral ve motivasyonlarını artırıcı rehberlik hizmetlerinde bulunmak' . Okullarımızda zaten bu görevi yerine getiren eğitim fakültesi mezunu psikolojik danışmanlarımız var. Protokol incelendiğinde örnek proje faaliyetlerinde seminerler, piknikler, kamplar, cami ziyaretleri, iftar programları, kandil günleri etkinlikleri gibi öneriler asıl amacı ortaya çıkarıyor
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 56. Maddesine göre 'Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur.' ÇEDES Projesi, 1739 sayılı kanuna aykırı olarak eğitim hizmetinin yürütülmesini, gözetilmesini ve denetlenmesini Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile paylaşarak gözetim, yürütme ve denetim görevini ihlal etmektedir. MEB, böylece okulların çocuğun üstün yararı ve kamu yararına işlev görme niteliğini sekteye uğratmaktadır. Yine ÇEDES Projesi, öğrencilerin hem okulda hem de okul dışı ve yaz tatillerindeki geçirdiği zamanları ele geçirerek okulu ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışı ile siyasallaştırmaktadır. Sorumlu kurumlarca yeterince denetlenmeyen, kamusal alana açık olmayan bu alanlarda çocuğa yönelik yaşam hakkı ihlali, fiziksel şiddet, ekonomik şiddet ve çocuk ihmali ve istismarı olaylarını kamuoyu yakından gözlemlemiştir.
Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerekmektedir. Ancak MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda 'tek din, tek mezhep' yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere dini ve manevi değerleri aktarmayı kendisine görev edinmiştir. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı 'manevi değerleri' benimsemiş insanlardan oluşmamaktadır. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda 'tek doğru' olarak öğretmeye çalışması doğru bir uygulama olmadığı gibi, farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılıktır. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenlemedir.
Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir.
Buradan Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne ve Okul Müdürlüklerine de sesleniyoruz. Hiçbir şart altında velinin imzası ve rızası olmadan çocuklarımızı bu tür etkinliklere katamazsınız. Pedogoji bilimine aykırı böyle projelerin, eğitimci olmayan bu manevi danışmanların çocukların ruhsal durumunda ne denli olumsuzluklar yarattığının örnekleri vardır. Akdeniz üniversitesinde uygulanan bu tür bir proje sonrasında 3 üniversite öğrencisi intihar etmiştir. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu protokolü derhal iptal etmelidir.
Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. Biz Eğitim Sen olarak Bergama kamuoyuna bir daha sesleniyoruz: Biz okullarımıza sahip çıkıyoruz, siz de çocuklarınıza sahip çıkın.
Buradan Milli Eğitim Bakanlığına da bir kez daha sesleniyoruz, halkın değer yargılarını, inançlarını yönlendirmelerle kutuplaştırma yaratmayın, bırakın çocuklarımız çocukluklarını yaşasın, bırakın çocuklarımız bilim üretsin, bizler okulları bilim yuvaları olarak analım. Çocuklara hangi değerlerin verileceğini imamlara değil biz pedagojik formasyon almış öğretmenlere bırakın.
Eğitim Sen ve Veli Der olarak okulları dini referanslı faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin meknları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.'
Utku Beycan