Ege'de kurtuluş günleri

Eylül ayının ilk günleri, İzmir ve Ege için önemlidir. 1 Eylül'den başlayarak birbiri ardına kurtuluş günlerini...

Eylül ayının ilk günleri, İzmir ve Ege için önemlidir. 1 Eylül'den başlayarak birbiri ardına kurtuluş günlerini kutlayan Ege'nin il ve ilçelerinde zafer coşkusunun, barışın, birlikteliğin, dayanışmanın en güzel örnekleri verilir… Davullar çalınır, efeler, zeybekler harmandalıya dururlar, demokrasinin, barışın türküleri söylenir… Emperyalist, işgalci güçlerin her türlü baskısına, zulmüne karşı gösterilen efece duruşun, birliğin, kararlılığın simgesidir bu törenler…

Aynı zamanda kuvvetler ayrılığına dayanan, demokratik parlamenter demokrasimizin yerine padişahlığa özlem duyanlara, Atatürk ilke ve devrimlerine yan gözle bakanlara bir yanıttır, 'Biz Atatürkçüyüz, O'nun ilke ve devrimlerini, kurduğu Cumhuriyeti sonuna kadar savunmaya kararlıyız, buna karşı çıkanlara geçit vermeyiz' haykırışıdır.

26 Ağustos'ta Afyon'dan başlayan Büyük Taarruz, 14 gün gibi kısa bir sürede tamamlanmış,'1 Eylül'de Uşak, 2 Eylül'de Eskişehir, Karahallı, Ulubey; 3 Eylül'de Ödemiş, Eşme; 4 Eylül'de Tire, Bayındır, Buldan, Sarıgöl, Kula; 5 Eylül'de Alaşehir, Salihli, Kuyucak, Nazilli; 6 Eylül'de Gölmarmara, Akhisar, Söke; 7 Eylül'de Aydın, Turgutlu, Kuşadası; 8 Eylül'de Manisa, Kemalpaşa, Selçuk ve 9 Eylül'de İzmir' düşman işgalinden kurtarılmıştır.

9 Eylül, sadece İzmir'in değil ülkemizin de kurtarıldığı, emperyalizme karşı Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından verilen ilk kurtuluş savaşının utkuya ulaştığı gündür. Bu savaş, dünyadaki tüm mazlum ülkelere örnek ve moral olmuştur.

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile ülkemizde siyasal, sosyal ve ekonomik olarak yeni bir dönem başlamıştır. 9 Eylül, Cumhuriyet Halk Partisi'nin de kuruluş günüdür. Bu bir tesadüf değildir. Mustafa Kemal, daha kurtuluş Savaşı'na başlamadan önce kafasında oluşturduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni, devrimleri, yenileşmeyi CHP aracılığı ile hayata geçirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Benim iki büyük eserim vardır: Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi'dir' demesi bu nedenledir.

Atatürk döneminde yapılanlar iyi incelenmelidir. O, kalıplaşmış ideolojilere göre değil; ülkemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullara bakarak çözümler üretmiştir. Okur-yazar oranı yüzde 3-5 olan ülkemizdeki eğitim sorununa Köy Enstitüleri ile çözüm aramış ve çok başarılı olmuştur. Hatta dünyaya örnek olmuştur. İzlediği ekonomik modelle kısa sürede ülkenin ihtiyaç duyduğu fabrikaları kurmuştur. Köylümüze ve üretime önem vererek kalkınmayı köyden başlatmıştır. Ekonomide, kültürde ve askeriyede gerçekten bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmıştır.

1950 yılına kadar sürdürülen bu kalkınma hamlesi, ne yazık ki başta Amerika olmak üzere emperyalist devletlerin ve içerideki işbirlikçilerinin çabalarıyla durdurulmuştur. Ülkemiz, yeniden emperyalist devletlerin sömürü ağına sokulmuş, üretim azalmış, ithalat artmış, ülke borç batağına sürüklenmiş, tüm komşularımızla dostluğumuz bozulmuş, yalnızlaştırılmıştır.

Kurtuluş günleri, bazı il ve ilçelerde olduğu gibi temsili düşman kuvvetlerinin süngülendiği, birkaç pop şarkıcısının konser verdiği günler olmaktan çıkarılmalı, dünyada ilk kurtuluş savaşını veren ülkemizin nasıl bu hale geldiğinin sorgulandığı günler olmalıdır. O zaman kutlamalar, daha bir anlamlı olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm hemşerilerimin kurtuluş günlerini kutluyor, Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve minnet ile anıyorum.

Bakmadan Geçme