Diyabetimle Sağlıklı Yaşıyorum- Yazı dizisi 1
Merhaba sevgili okurum, Kasım ayına yavaş yavaş yaklaşırken ben de diyabet farkındalık ayı olan Kasım ayı...
Merhaba sevgili okurum,
Kasım ayına yavaş yavaş yaklaşırken ben de diyabet farkındalık ayı olan Kasım ayı öncesi talep üzerine Diyabet ile ilgili yazı dizisi hazırladım. Yaklaşık 4 seri olacak bu yazı dizisinde sizinle her hafta diyabetin farklı bir yönünü konuşuyor olacağız.
Diyabeti önce yakından tanıyalım. Diyabet, kan şekeri dengesi olmak üzere vücutta başka metabolik olaylarda da sorun yaşatan bir hastalıktır. Diyabetik bireylerde kan şekeri tıbbi beslenme tedavisi ve gerekli ilaç/insülin tedavisi ile belli aralıkta tutulmalıdır. Hasta tedavisine özenli bir şekilde devam ettiğinde, kan şekeri dengede tutulabilir. Böylece kan şekeri dengede iken diyabetin yarattığı hücre defektlerini engellemiş oluruz. Bu dengeyi çoğu zaman kurmuş olsak bile diyabetin tamamen düzelebilen bir hastalık olmadığını da eklemek isterim. Yani hasta, kan şekeri kontrol altına alındıktan sonra da tıbbi beslenme tedavisinin gereklerine uymalıdır.
Şuan için en güncel bilgiler dhilinde kan şekeri üst limiti 100 olarak belirlenmiştir. Bazı tahlillerde 100-120'ler yazabilse de bu şekilde bir güncelleme olduğu için artık 100 olduğunu bilmeniz gerekir. Sağlıklı bireylerde tokluk şekeri 2.saatte 140 mg/dl altında olmalıdır. Bu ölçümler öncesinde tüketilen gıdaların karbonhidrat içeriği bilinmediği için netlik sağlanamasa da 140 biriminin üzerindeki değer daima incelenmelidir.
Tekrar yineleyecek olursak,
Diyabet hastalığı vücudumuzda insülin hormonunun yetersizliği veya etkisizliği sonucunda olur evet ama vücut bir mekanizma olduğu için insülin şekerinizi düşürmeye çalışırken aynı anda yükseltici etkide çalışan başka hormonsal mekanizmalar da tedaviyi yönlendirir.
Diyabetli bireylerde kan şekeri kontrol altında tutulmalı ve tıbbi beslenme tedavisi bir ömür devam ettirilmelidir. Diyabet teşhisi aldıysanız, bu sizin sağlıklı bireylere göre daha kısa veya yaşam kalitesi daha düşük bir hayatınız olacağı anlamına gelmez. Tam tersi düzenli bir kan şekeri ve sıkı takip her zaman avantajlı bir durum yaratır. Sadece şunu unutmamak gerekir, diyabet teşhisi aldıysanız, size özel bir beslenme programı edinip bu düzende ilerlemeniz önemlidir. Kan şekeri takibi için bir defteriniz, dosyanız, çantanızda- evinizde kan şekeri ölçüm cihazınız, şeker dengesizliklerine karşı önlemleriniz mutlaka sizinle olmalıdır.
Temel olarak 4 tip diyabet vardır. Tip 1 Diyabet, Tip 2 Diyabet, Gebelik diyabeti ve bazı özel diyabet formları. Bu formlar birbirinden farklı olup birbirine dönüşmezler. Tip 2 diyabet hastası artık insülin kullanmak zorunda olduğu için Tip 1 diyabet olmuş sayılmaz. Bu hastalıklarda birbirleri arasında geçişler yoktur.
Tip-1 Diyabet: Çocukluk ve Erken gençlik evresinde ortaya çıkan, pankreasın kendi bağışıklık sistemindeki harabiyeti sonucu oluşan ve ortaya çıkar çıkmaz insülin kullanılması zorunlu olan diyabet tipidir. Çünkü burada sorun temel üretim yapan hücrelerdedir.
Tip-2 Diyabet: Bu tip diyabet daha çok erişkin yaşta görülse de artık yanlış beslenme ve genetik geçişin etkisiyle Obez gençlerde, hatta çocuklarda da görülmeye başlayan ve en sık görülen diyabet türüdür. Yanlış beslenme, daha anne karnında iken basit şekerlerle tanışma, metabolik sağlığın bozulması, hareketsizlik ile diyabet yaşı gün geçtikçe daha erken yaşlara inmektedir.
Gebelik diyabeti, daha önceden diyabeti olmayan ve gebelikte ortaya çıkan diyabettir. Anne kadar bebek sağlığını da tehdit eder, kontrol altına alınması çok önemlidir.
Özel diyabet formları, başka hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan rahatsızlıklardır.
Diyabette beslenme kuralları, nelere- hangi besin gruplarına dikkat edilmeli, glisemik indeks, glisemik yük kavramlarıyla haftaya yine burada olacağım.
Kaynak desteği olarak kullandığım DiYABET AJANDASI adlı kitabın yazarı Sayın Prof.Dr. Betül Uğur Altun Hocam'a minnet ve saygılarımla…
Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle…
DİYETİSYEN BENGÜ BURCU İPEK