Diyabete seminerle dikkat çekildi
Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksek Okulu ve Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi işbirliği ile hazırlanan Diyabetle...
Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksek Okulu ve Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi işbirliği ile hazırlanan Diyabetle El Ele konferansı, Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksek Okulu Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asiye Akkol ile diyabet hemşiresi Nuran Horozoğlu, konferansta ayrı ayrı sunum yaparak diyabetle ilgili önemli bilgileri konferansa gelen öğrenci ve katılımcılarla paylaştılar.
Bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından seminerin açılış konuşmasını Ege Üniversitesi Ödemiş Sağlık Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Esin Çeber Turfan gerçekleştirdi. Müdür Turfan, 'Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da okulumuzda toplum yararına önemli konuları işleyerek bunları toplumla paylaşmaya devam ediyoruz' dedi.
Yüzde 90 oranında artış
İlk olarak söz alan Prof. Dr. Asiye Durmaz Akyol, 'Diyabet, önemli bir konudur. Bundan etkilenen insanların çok olması, bu konunun ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir. Diyabetin son 12 yılda %90 oranında artması, bunu en iyi şekilde ortaya koymaktadır. Herhangi bir travma olmadan bir organınız etkilenebiliyor. Hastalarda enfeksiyon büyüyüp hastalığı durduramayınca ampüte durumuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Sizin hayatınız etkilendiği gibi yanınızdaki bir insan da bundan etkilenebiliyor. Özellikle genç arkadaşlarımızı görüyorum. Size gelen bilgileri süzgeçten geçirip danışmanlık hizmeti üstlenebilirsiniz.
Halk dilinde felç, istemediğimiz temel sorunlar arasındadır. O nedenle bu sorunların ortaya çıkmaması için hastaya gerekli tedavilerin uygulanması gerekir. Tedavide kullandığımız ilaçların büyük bir kısmı dışarıdan gelmektedir. Her birey olarak sırtımızdaki yükü azaltmamız gerekir. Sağlıklı yaşam için birey olarak üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor. Yaşlılık döneminde dikkat etmemiz gerekenleri yapmamız gerekiyor. Bu hastalık tedavi edilebilir ama tamamıyla ortadan kaldırılamaz. Pankreastan insülin hormonun salınmasını ortaya çıkarmaktadır. Diyabet, genç kesimi de etkileyebiliyor. Anne ve babamızda, bazı yakınlarımızda varsa bize de yansıyabiliyor. Obez bir birey olarak yaşantımıza dikkat etmeliyiz. 40 yaş üzerinde riskler biraz daha artmaktadır.
Şeker hastası tanısı konma kriterlerinde de birtakım etkenler ortaya çıkmaktadır. Eğer kişi, çok sık idrar yaptığını söylüyorsa, kilo veriyorsa o kişi de diyabet olup olmadığı araştırılmalıdır. Yaygın kaşıntı olan kişilerde de hastalık tanısı ortaya çıkabiliyor. Muhakkak diyet yapılması gerekiyor. Hastaların yiyip içtiklerinin takibi kesinlikle yapılmalıdır. Bir sağlık çalışanının da hastayla iletişim kurarken halkın anlayabileceği bir dil kullanması gerekir. Hastanın kabul edeceği bir program uygulanmalıdır' dedi.
'Her üç kişiden biri obez'
Diyabet hemşiresi Nuran Horozoğlu, 'Artık dünyada üç kişiden biri obezdir. Avrupa'da diyabet konusunda ilk sıradayız. Önce bozulan toplu kan şekerimizin mutlaka bakılması gerekiyor. Kilonun kontrolünü gözetlemek çok önemlidir. Şu anda her beş hastadan üçünde diyabet var. Herhangi bir kazaya maruz kalınmadan dünyada altı saatte bir ayaklar kesiliyor. Günde 258 kişi, vücudundan organ kaybedebiliyor.
Vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. Dünyada diyabet, gün geçtikçe artarak devam ediyor. Hareketsiz yaşam tarzı, diyabet görülme sıklığını arttırmaktadır. Masa başında çalışmalar ve teknolojinin getirdiği birtakım yenilikler, insanda rahatlığı ortaya çıkarıyor. Egzersiz şart. Bir gün ara vererek 45 dakika uygulanabilir. Haftalık olarak periyotlar artırılabilir. Haftanın beş günü yürümek ve basit hareketlerle bunları günlük hayatımızda uygulayabiliyoruz. Şişmanlık başlı başına bir sorun. Sağlıklı beslenme, çok önemlidir. Doğru beslenmeye, ekmek tüketimine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bir simitin dörtte biri ekmektir. Bir çay bardağı çerez, bir dilim ekmeğe tekabül etmektedir.
Kanı çabuk karıştıran ürünler çok önemli. Patatesin haşlanarak soğuk bir şekilde yenilmesiyle doğru bir adım atılırken kızartıldığında da farklı bir kalori ortaya çıkıyor. Diyabette dokunun kendini yenilemesi önemli ancak özellikle yağlarda zeytinyağı tercih edilmelidir. Tereyağı ise sınırlı bir şekilde kullanılmalıdır.
Egzersiz, sadece diyabet için değil, insana öz güven vermesi açısından da güzel bir şeydir. Yemekten 1 saat sonra yapılmalıdır. Çok sağlıklı ayakkabı ile yürüyüş, en önemli egzersizdir. Eğilimli yolda yürümek hakeza öyledir. Alacak olduğumuz gıdaya çok dikkat etmeliyiz. Günde 6 ila 8 saat uyumalıyız.
Tip 1'de tabletlerin rolü yoktur. Yalnızca insülin kullanılması tavsiye edilir. Diyabette ilaç tedavisi, iki türlü uygulanıyor. İnsülin, ilk kez Toronto Üniversitesi'nde 1921'de yapılan bir deneyde bir köpeğe uygulanmıştır. 1922'de de ilk kez insan tedavisinde kullanılmıştır. Enjeksiyon, her seferinde aynı bölge içerisindeki farklı bölgeye uygulanır.
Şekerin kontrolüne dikkat çekti
Şekerin çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Beyin, glikozla beslenmektedir. Diyabette kan şekeri ölçümü, kan basıncı ölçümü, ayak muayenesi, idrarlarda protein varlığına yönelik testler, göz muayenesi, diş kontrolleri, EKG gibi koruyucu önlemler uygulanmalıdır. Kolesterol testi de yılda bir kez yapılmalıdır. Göz muayenesi, üç ayda bir yapılmalıdır. Sağlıklı bir ayakta çatlaklar, yaralar, kaşıntılı bölgeler olmaz ve diğer vücut bölgelerinden farklı bir renkte ve sıcaklıkta değildir. Ayağın takibi çok önemlidir. Ayaklarınızı her zaman temiz ve kuru tutunuz. Diyabetinizle ilgilenen hekim veya hemşireden ya da varsa bir ayak bakım uzmanından yardım isteyiniz. Ayakta kızarık ve şişlik varsa hemen bir hekime başvurmamız gerekir. Ayaklarınızı her gün kontrol ediniz. Parmak aralarınızı kontrol edin, özellikle tırnak kesimlerini banyo sonrasında uygulayınız. Ayakkabı seçimine çok dikkat etmeliyiz. Açık burunlu ve açık topuklu ayakkabı giymekten kaçınınız. Ayakkabılarınızı soba veya elektrikli ısıtıcılarda asla ısıtmayınız. Temizlik bezlerden birini sadece ayakkabı için ayırarak düzenli bir şekilde temizleme işlemlerini uygulayabilirsiniz. Hipoglisemi, kan şekerinin normalin altına düşmesi demektir. Belirti olarak açlık hissi, aşırı terleme ve huzursuzluk, güçsüzlük çarpıntı ve titreme, sinirlilik ve zihin bulanıklığı gibi etkenler ortaya çıkmaktadır' ifadelerini kullandı.
Haber: Turgay KONURALP