Dinsel değil bilimsel eğitim
Yeni İzmir Gazetesi’nden Berivan Kaya’nın haberine göre, 2021'de pilot olarak başlayan ve bu yıl tüm okullarda...
Yeni İzmir Gazetesi'nden Berivan Kaya'nın haberine göre, 2021'de pilot olarak başlayan ve bu yıl tüm okullarda uygulamaya geçilen 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi' (ÇEDES) kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İzmir'de ilkokul, ortaokul ve liselere 'manevi danışman' görevlendirilmesi yapıldı. Yüzlerce 'manevi danışmanın' okullarda görevlendirilmesi kamuoyunda büyük tepki uyandırdı.
'BİAT KÜLTÜRÜ TOPLUMU GELİŞTİRMEZ'
Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖV-DER) İzmir Şubesi Başkanı Behram Kaya, ' Çağdaş, laik, modern bir toplumda inançlar hiçbir zaman siyasi malzeme olarak kullanılmaz. Eğer kullanılırsa süreç içerisinde dini kurallar iktidarların çıkarına uygun hal alır. Laik bir ülkede böyle bir davranışın Milli Eğitim gibi kurumda olmaması gerekiyor. Eğitimin amacı sisteme uygun insan mı yetiştireceğiz, yoksa bilime ve bilimsel düşüncelere sahip nesil mi yetiştireceğiz? Her gelen iktidar kendine uygun insan tipi geliştirmek istiyor. Bu da kalıcı bir eğitim programının olmadığını gösterir. Eğitimin içeriği, bilimselliği hiçbir iktidara göre değişmemeli. Eğitimde bilgili, sorgulayan, çağdaş, üretici bir kuşağı bilimle yapabiliriz. Eğitim programından bilimi çıkarırsan geriye dogmatik ve metafizik düşünceler yani inanç temelli eğitim kalır. İnanç temelli eğitim çocuklarımızın özgüvenini geliştirmez. Bu şekilde yetiştirilen çocuklar biat ederler. Biat kültürü bir toplumu yetiştirmez. Manevi danışmalık yapan bir insanın donanımı olmalı. İmamlar çocuk psikolojisini biliyorlar mı? Dinler tarihi konusunda bilgili insanlar mı? Tek bir din değil, insanlar hangi inancı istiyorsa o inancın gereği verilir. Bütün çocuklarımızı okullarda öteki dünyaya hazırlanın dindar nesil yetiştirme planı topluma zarar verecektir. Biz bu uygulamayı doğru bulmuyoruz, bu uygulama geri çekilmeli. Bilimsel eğitimden vazgeçilmemeli. Eğitimin yüzlerce sorunu var. Çocuklar okula aç gidiyor. Bu sorunlar neden çözülmüyor?' dedi.
'LAİKLİK İLKESİ ÇİĞNENİYOR'
Menemen Uluğ Bey Anadolu Lisesi'nde son sınıf öğrencisi olan veli Ercan Uçar, 'Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülke. Anayasamızda laiklik ilkesi olmasına rağmen laiklik ilkesi çiğneniyor. Çocuklarımızın çağdaş laik bir eğitim siteminden geçmesini istiyoruz. 20 yıldır uygulanan dini eğitim sistemi çocuklarımızı olumsuz etkiliyor. 4+4+4 sistemiyle de çocuklarımızın geleceği oyuncak edildi. İktidarın bu dinci politika baskısı bizi tedirgin ediyor. Oysaki laik bir ülkede zorunlu din dersi olmaması gerekirken din ve ahlak kültürü dersinin üstüne danışmanlık adı altında uygulanan politika her şeyden önce anayasaya aykırı. Velilerin bu durumda karşı harekete geçmesi veya bir platform oluşturulması için diğer arkadaşlarımızla irtibata geçerek veliler olarak çocuklarımızın geleceğiyle ilgili her türlü katkıyı yapmaya hazırız' ifadelerine yer verdi.
'LAİK EĞİTİMDEN UZAKLAŞMASIN'
Menemen Kubilay İlkokulu'nda ikinci sınıfta eğitim gören öğrenci velisi Fatoş Gencer,' Ben çocuğumun laik eğitim sisteminden uzaklaşmasını istemiyorum. Evimizde biz gereken dini eğitimi kendisine veriyoruz. Biz çocuğumuzu okula matematik, Türkçe, sosyal bilimler öğrenmesi için, tarihimizi bilmesi için, iyi bir eğitim alması için gönderiyoruz. Bize okuldan bu konuyla ilgili bir bilgilendirme dahi yapılmadı. Dinle eğitimin ayrılması gerektiğini düşünüyorum' dedi.
'DİNLE DEĞİL BİLİMLE'
Menemen Haykıran Adem Saatçi Ortaokulu'nda 6. Sınıfta eğitim gören öğrencinin velisi Mutlu Özkan ise, 'Biz bu şekilde bir uygulama istemiyoruz. İktidarın istediği dindar nesle biz karşıyız. Bu iktidarın bir politikası. Cumhurbaşkanı kendisi 'dindar' nesil yetiştireceğini söylemişti. Cumhurbaşkanı madem dinar bir nesil istiyordu, neden kendi çocuklarını yurtdışına okuttu. Ben din dersinin seçmeli olması gerektiğini düşünüyorum. Bu bir tercih meselesidir. Biz çocuğumuzun dinle değil bilimle uğraşmasını istiyoruz. Okuldan bize bir bilgi gelmedi biz medyadan öğrendik' ifadelerine yer verdi.
'İMAM DEĞİL REHBER ÖĞRETMEN'
Şehit Kemal Ortaokulu'nda öğrencisi eğitim gören veli Emel Yıldız ise, ' Manevi danışman yerine bir psikolog gelse çocuklarımız için daha yol gösterici olur. İmam öğrencilere ne gösterecek. Bu durum çocuklar için vakit kaybı, devlete de zarar verir. Rehber öğretmenler atamıyor, imam yerine rehber öğretmenlerin istihdamı için bir uygulama yapılabilir. Bu uygulama neden yürürlüğe giriyor. Din kültürü öğretmenleri başarısız mıydı? Bizim din eğitimde de başarısız olduğumuz ortaya çıktı' ifadelerine yer verdi.