DİNLEMEK

kaynaklanıyor. Ve düşünmeden, dinlemeden verilen cevaplar da, söylenen sözler de anlaşmazlıkların büyümesine sebebiyet verebiliyor. Birbirini dinlemeyen...

kaynaklanıyor. Ve düşünmeden, dinlemeden verilen cevaplar da, söylenen sözler de anlaşmazlıkların büyümesine sebebiyet verebiliyor. Birbirini dinlemeyen ve anlamayan bir yapıya dönüşüyor sonra toplum.

Dinlemek, karşıdakini tanımak ve anlamanın en iyi yoludur ama nicedir insanlar dinlemekten çok anlatmaya odaklanmış gibi. Oysaki önce iyi bir dinleyici olmalı ki iyi bir konuşmacı olunabilsin. Her şeyin bir usulü adabı var. Ne demiş atalar, iki kulak bir dil. İki dinle, bir konuş diye. Anlamanın yolu dinlemeden geçtiği gibi kalbe giden yol da kulaktan geçermiş. Dinlemek karşıdakine saygının ve verilen değerinde göstergesi elbette.

Gerçek anlamda çok az kişi iyi bir dinleyicidir. Gerçekten dinlemek de bir meziyet böyle olunca. Çoğu zaman dinliyormuş gibi yapılıyor. Söyleyecek sözü varsa dinleyenin bir an önce kendi diyeceğini söylemek için karşı tarafın sözünü tamamlamasını bile beklemeden araya giriyor. Hemen kendi sözünü söylemeye çalışıyor. Karşıdakinin anlattığı askıda kalıyor ve yitip gidiyor konuşulanların içinde. Belki önemli bir şeydi ama kaynayıveriyor söz kalabalığının arasında…

Hele bazıları var her konuda bilgi sahibi -nasılsa – her konuda söyleyecek sözü var. Bir bilirkişi edasıyla, ben her şeyi bilirim tavrıyla o alanın otoritesi imiş gibi ahkam kesebiliyor, seslerini de yükselterek en yüksek perdeden. Oysa 'Sesini değil, sözünü yükselt, çünkü gök gürültüsü değil yağmurdur yaprağı yeşerten' diyor Shakespeare. 'Yükselt ki dinleyenin çok olsun, söylediğinin etkisi de artsın ve yerine ulaşsın vermeye çalıştığın her ne ise diyorum' ben de. Doğrusu şaşırıyorum böyle insanlara. Kendilerini insanlar nezdinde düşürüyorlar aslında. Hatta karşılaşıyoruz bazen 'Ay yine mi bu, her konuda da fikri var, öff… Bunu dinleyemeyeceğim…' dendiğine. Evet dinlemek bir sanat ama bu insanları dinlemek çok yorucu olabiliyor. Belki onlar aynı hikayeyi, bildiğini tekrar arzusunda olabiliyor ama sen kaçıncı kezdir dinlediğini tekrar dinlemek istemiyorsun. Bıktırıyor yani. İşin garip tarafı da bu kişiler kendileri dinlemiyor başkalarının konuştuğunu. Önemsemiyor. Yani hep onlar konuşsun, dinlensin, onlar sayılsın. Lafa göbeğinden dalanlar var bir de, onları hiç anmıyorum bile…

'Bir insanı dinleyen ona en iyi insancıllığı göstermiş demektir' diyor bir arkadaşım. Evet, aynı zamanda nezaketin de göstergesidir dinlemek ama tek taraflı olmamalı.

 

Bakmadan Geçme