DEMLENEN HAYAT
Ben demlenen bir cümleyim, hayat metninin içinde. Bir türlü evrilip düzelemeyen bir tümceyim. Ama ben zaten...
Ben demlenen bir cümleyim, hayat metninin içinde. Bir türlü evrilip düzelemeyen bir tümceyim. Ama ben zaten devrik cümleleri severim. Beni farklı kılan da bu değil midir? Onca cümle arasındaki aykırı duruşum… Beni ben yapan budur zira.
Hayatı şiir tadında yaşayanlardanım. Öyle demişti Enis Fosforoğlu. Belki de bundandır devrik duruşum hayata karşı. Şiirsellik gereği yani. Serbest yazan şairin kaçkın mısraları arasında kendine yer edinmeye çalışan çatlak bir dize…
Ritmi tutturmaya çalışan orkestranın akordu bozulmuş enstrümanı belki. Arada çatlak sesler çıkararak olayı 'burada ben de varım'a getirinceye kadar pes etmeyen bir enstrüman…
Ben buyum, ne yapacaksın? Bu saatten sonra düzeltmeye çalışmak, daha fazla bozmak anlamına gelir. Düzene uymaya çalışmak mümkün değil. Bülbül olmaya çalışmak mümkün değil, bana göre değil. Bülbül olmaya çalışan karganın haline benzeyebilirim hemen. Neysem oyum…
Mısralarım bana özgü, sözcüklerim ve sözlerim de. Ama konuşan ben değilim, kalemim. Zira hayatın dili o. Nabzını tutuyor yaşamın ve döküyor yazıya yaşanılanları.
Bir sığınak yazı… Yaşam sığınağı, yaşanılanların muhafazası için açılmış bir koruma alanı. Ama ille de duyguların aktarımı için yapılandırılan bir yapı. Adına her ne dersek diyelim sığınılan bir liman gibi yazmak. Rahatlatan, huzuru ve sükuneti sağlayan bir liman. Sürekli koştursak da arada durmak gerektiğini vurgulayan ve somut bir şekilde ortaya koyan en iyi eylem yazmak. Bir de onu paylaşma kısmı var tabii ki. Bir de cesaret ve yürek istiyor. Ortaya çıkıp 'ben de varım!' demek pek de öyle sanıldığı gibi kolay değil. 'Ben de varım, duygudaşlarım var, duygudaşlar için paylaşıyorum. Paylaşımcıyım ve eleştiriye de açığım' anlamı taşıyor aynı zamanda yazmak eylemi…
Yazıyorum, öyleyse varım.
Hayat ve 'bana göre hayat' var.
Bir de benim penceremden bakın.
Benim bakışımla görün, değerlendirin.
Demlensin hayat,
Üzerinde buharı tüte tüte size ulaşsın duygular.
Bir yüreğe dokunabilirse her şeye değer. Bir yüreğe dokunmak hayata dokunmak demek. Domino etkisi demek bu.
Dokun öyleyse…
Duyguların zirveye çıktığı demde durma. Durma, durmuyor hayat. Hayatın ritmini yakala, tut ucundan…