DEĞERLİ OLMAK VE DEĞER SUNMAK

Kişileri değerli kılan şey, çevrelerinde ne kadar çok sevenleri olduğu ile alakalı bir durumdur. İnsanlar sevdikleri...

Kişileri değerli kılan şey, çevrelerinde ne kadar çok sevenleri olduğu ile alakalı bir durumdur. İnsanlar sevdikleri kişiler ile vakit geçirmeyi isterler. Doğal olarak, bir şeye talep ne kadar fazla olursa o şey daha değerli hale gelecektir. Çünkü paylaşabileceğimiz tek bir zamanımız vardır. Aynı anda birden fazla yerde var olamayacağımız için ne yazık ki elimizden fazla bir şey gelmez. Elimizdeki bu değerli zamanımızı bizimle geçirmek isteyen kişilerin sayısı ne kadar fazla olursa olsun biz, o zamanı ancak bir kişiyle paylaşabiliriz. Aynı anda bir kişi ile değil de bir grup veya toplulukla da zaman geçirebiliriz bu da bir seçenek tabi ancak bunlar aynı şeyler değildir.

Bizim için değerli olan kişiler, kendimizi yanlarında mutlu hissettiğimiz kişilerdir. Onları ise değerli kılan varlıklarıdır. Hem var olmaları hem de taşıdıkları değerlerdir. Bu değer engin bilgileri, hoş sohbetleri, karizmatik veya hayat dolu kişilikleri, fiziksel güzellikleri veya içlerine sığmayan mutlulukları ve sevgileridir.

Bir şeyin değerini arttıran, diğer kişilerin o şey için daha fazlasını vermeye razı olmalarının bir sonucudur. Değeri belirleyen şey bir nevi adı konmamış bir açık arttırmadır. Mevcut değerimizin bir fazlasını vermeye razı olanların varlığı bizi daha değerli kılacaktır. Yine bir hisse senedi için onu değerli kılan şey onu isteyen kişilerin sayısı ile orantılıdır. O hisseye ne kadar çok kişi sahip olmak isterse hisse o kadar değer kazanacaktır.

Ancak markalar açısından durum biraz daha farklıdır. Çünkü onları değerli kılan arz ve talepten öte bir şeydir. Her markanın temsil ettiği bir kişiliği vardır ve bu kişilikler kendi kişiliğimizin yanında birer destektir. Kimi markalar genç ve dinamik kimi markalar ise olgun ve havalıdır. Kendimizi nasıl hissetmek istiyorsak o markayı kullanmayı tercih ederiz. Markalar zihnimizdeki konumlandırmaları itibariyle birçoğumuz için birer sosyal statü simgeleridir. Örneğin, hangi sosyal statünün içinde yer almak istiyorsak o statüye uygun bir arabaya bineriz. Makam aracını farklı, aile arabasını farklı marka ve modellerden seçeriz. Çünkü her biri kendisini o statüde konumlandırmayı seçmiştir.

Mesela bir restoranı değerli kılan şey nedir? Çalışanlar, yemekler, ambiyans. Çalışanlar değişir, yemekler değişir hatta ambiyans da değişir ancak o yer bizim için hala değerliyse demek ki bu ve benzeri şeylerden daha fazlası söz konusudur. Yıllar sonra bir restoranın yanından geçtiğimizde orada yaşanılanlar aklımıza geliyorsa orayı değerli kılan şeyler işte bunlardır. Orada eşimiz, dostumuz ve arkadaşlarımızla geçirdiğimiz anlar değerlidir. Diğer şeyler ise sadece birer araçtır.

Bir restoran, kimlere hitap ediyorsa ona uygun bir tarz sergilemelidir. Gençlere hitap ediyorsa rengrenk masalar ve sandalyeler, canlı müzikler, resmiyetten uzak, salaş bir ortam tercih edilmelidir. İş adamlarına hitap edecekse renk olarak siyah ve gri tonların daha çok kullanılması, klasik tarzda ve düşük tonda müzikler uygun olacaktır. Bu ve bunun gibi demografik, coğrafik, psikografik ve yaşam tarzına göre konumlandırma, hedef kitle seçimlerinde olmazsa olmazlarımızdır.

Bakmadan Geçme