CUMA NAMAZI İZNİ

Değerli okurlar;

Bu hafta sizlere memurlara ve işçilere, cuma namazını kılmak için verilen izinden söz edeceğim.

Bu topraklarda yaşayan insanlar din, dil, ırk, renk, farkı gözetmeksizin Kürt, Laz, Türk, Boşnak… Hep birlikte huzurlu ve mutlu yaşadılar. 1453 yılında İstanbul fethedildiğinde dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmet halkla yapılan ilk konuşmasında kimsenin dinine, ibadetine baskı uygulanmamasından ve kiliselerin aynı şekilde kalacağndan bahsetmiştir.

Bugün yaşanılan ortamda ne yazık ki bu hoşgörüden söz etmek biraz zor. İnsanlar belirli sınıfların, tarafların içine sokulmak isteniyor. Sonucunda gruplar oluşuyor. Biz her hafta olduğu gibi konumuza dönelim ve izin koşullarına göz atalım.

Sizler de merak ettiğiniz, öğrenmek istediğiniz konuları iletişim adresime mail atabilirsiniz

1-Çalışma mevzuatımızda ibadet izni adı altında bir izin müessesi söz konusu değildir.

2- Cuma namazı izni, işçi ve işverenin aralarında yapacakları iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile serbestçe düzenlenebilir. İş sözleşmesinde hüküm bulunmaması halinde cuma namazı izin vermek işverenin yönetim hakkı kapsamındadır.

3-Yargıtay'a göre iş akdi kurulmasını müteakiben işveren işçiye cuma namazı izni verip işçide belirli bir süre bu izni kullandıktan sonra işveren daha sonra bu izin hakkını kaldıramaz.

4- Memurlara ise 2016/1 sayılı Başbakanlık genelgesi ile cuma namazı izin hakkı tanınmaktadır.