Bir psikoloğa sorulan ilginç sorular

Geçen hafta sizinle psikoloğa ne zaman gitsek, bir psikolog ne yapar ve ne yapmaz gibi birkaç...

Geçen hafta sizinle psikoloğa ne zaman gitsek, bir psikolog ne yapar ve ne yapmaz gibi birkaç durumun değerlendirmesini yapmıştık. Bu hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu haftadaki amacımız, ilk görüşme ile ilgili en sık dile getirilen soru ve endişelere netlik kazandırmak.

Sizi hiç tanımıyorum ki ne anlatayım?

Evet, muhtemelen daha önce hiç karılaşmadık. Oldukça haklısınız. Fakat tanışabiliriz. Önce kısaca tanışırız, sonra da sizi yardım almaya iten konu hakkında konuşabiliriz. Sorun hakkında yeterli bilgi edindikten sonra çözüm sürecinde neler yapılabileceği, bu süreçte terapist olarak benim rolümün ne olduğu ve nasıl bir yöntem izleyeceğimi sizinle paylaşırım. Böylece siz de yöntem ve uygulama hakkında fikir sahibi olup bir değerlendirme sürecine girersiniz. Gönül rızanız olmadan hiç kimse size terapi yapamaz, terapistiniz de olamaz.

Anlatmaya nereden başlayayım?

Bu zamana kadar muhtemelen birçok şey birikmiş. Dolayısıyla bardağı taşıran son damladan başlayabilirsiniz. Her zaman en sondan başlamak da yarar vardır. Zamanla o durum ya da olay, bir şekilde çocukluğunuza veya ergenlik döneminize dayanır. Bir örnek verelim. Bana getirdiğiniz sorun, eskiden beri yaşadığınız kendinize yönelik bir güvensizlik olabilir. Bunun nedenini aileniz ya da annenizle olan ilişkinizden kaynaklandığını da düşünüyor olabilirsiniz. Fakat tüm bu sürece eşlik eden bir de uyku sorununuz varsa odaklanacak olduğum nokta öncelikle uyku probleminizdir. Çünkü gözle görünen ve kolay ifade edilen şeyler aslında ifade edemediklerimize, farkında olmadığımız duygu ve düşüncelerimize dairdir.

Hep ben mi konuşacağım?

Hayır, hep siz konuşmayacaksınız. Fakat kendinizi ne kadar ifade edebilirseniz o kadar iyi olur. Benim bu süreçteki görevim, sorularla sizi yönlendirmek olur. Seansın sonunda da görüşmemizi toplar, özetler ve görüşlerimi dile getiririm.

Görüşmenin sonunda bir teşhis koyacak mısınız bana?

İlk görüşmede bir tanı ya da bozukluk konusunda elbette öngörülerim olur. Fakat bunu sizinle paylaşmak için bazen biraz beklerim. Çünkü siz çok muhtemel bardağınızda çok bulanık bir suyla bana gelmiş olacaksınız. Gerçekten ne olduğunu görmek için suyun durulması gerekir. Suyun durulması için de zaman. Ama şunu da mutlaka belirtmeliyim ki bir psikolog olarak ilaçlı tedavi için iznim ya da yetim bulunmaz. Bunun için kimi zaman bir psikiyatristin desteğine ihtiyaç duyarım.

Peki, görüşme sıklığı ne olacak?

Görüşme sıklığınız, bana getirdiğiniz sorun ve yoğunluğuna göre değişir. Genel olarak kullandığım çizelge, ilk zamanlar için haftada birken zaman geçtikçe ve bir takım gelişmeler oldukça iki hafta bir ya da üç haftada bir şeklinde oluşur. Sonrasında da kontrol görüşmeleri gerçekleşir. Önce ayda birken sonra üç ayda bir ve sonrasında altı ayda bir olarak şekillenir.

Peki, yönteminiz? Nasıl bir terapi yöntemi uyguluyorsunuz?

Bu sorunuzun yanıtı haftaya vereceğim. Muhtemelen hiç duymadığınız ve size çok ilginç gelecek bir terapi yöntemi olacak.

Haftaya kadar her şey gönlünüzce olsun…

Bakmadan Geçme