BESİN ALERJİSİ
Alerji vücudun yabancı olarak tanıdığı solunan, yenebilen, iğne ile enjekte edilebilen veya deriye/göğse doğrudan temas eden...
Alerji; vücudun yabancı olarak tanıdığı solunan, yenebilen, iğne ile enjekte edilebilen veya deriye/göğse doğrudan temas eden organik veya bazı inorganik maddelere karşı var olan savunma mekanizmasının çalışma halidir. Çevresel ve genetik etmenler kişilerin alerjik reaksiyonlar göstermesinde önemli rol oynar.
Besin alerjileri bebeklik çocukluk döneminden ve hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkilemektedirler. Amerika Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi'nde yapılan bir araştırmaya göre; çocuklarda besin alerjisi görülme sıklığı %8 düzeyindedir ve son dönemlerde besin alerjileri geçmişe oranla %18 düzeyinde artmıştır. Öyle ki sezaryenle doğan bebeklerin, normal doğan bebeklere göre bağırsak mikrobiyotalarının farklı olduğu ve bu nedenle bu bebeklerde besin alerjisi gelişme riskinin daha yüksek olduğu bildirilmiştir.
Bireyin besin alerjisi olup olmadığını ilk anda anlamak zordur. Bunun için klinik belirtilere ve besin alerjisi testlerine bakarak doğru sonuç elde edilebilir.
Yaygın olarak;
Deride; Yanma, kızarıklık, kırmızı lekeler, su toplayarak kabarma. Kulak, burun ve boğazda; burun tıkanıklığı, hapşırma, burun kaşıntısı, burnun devamlı akması. Boğazdan akıntı, boğazda ağrı, kuruluk veya gıcık, damaklarda kaşıntı, kuru öksürük. Kulaklarda çınlama, tıkanma, ağrı, orta derecede sağırlık, baş dönmesi ve dengesizlik. Gözlerde; görmede bulanıklık, gözlerde ağrı, sulanma, şaşılık, ışıklardan rahatsız olma, gözkapağında seğirme, kaşıntı, düşme, kızarma ve şişme. Solunumda; nefes darlığı, hırıldama, öksürük, bronşlarda mukus oluşumu görülür.
En çok görülen besin alerjileri, bebek ve çocuklarda; inek sütü, tavuk yumurtası, soya fasulyesi ve buğdaydır. Yetişkinlerde ise; kabuklu deniz ürünleri, balık, yer fıstığı ve kabuklu yemişlerdir.
İnek Sütü
Çocukların yaşamlarının ilk aylarında karşılaştıkları yabancı besinlerin başında gelen inek sütüne karşı, her 100 çocuktan 3'ünde alerji görülmektedir. İnek sütü özellikle çocuklarda en önemli ve en yaygın alerjik besin türüdür. İnek sütü proteinlerine bağlı alerjik reaksiyonlar yaşamın ilk haftalarında, ortalama 3. ayda başlamakta ve gerek bağırsağın fonksiyonel ve morfolojik yapısının gelişmesi gerekse de hedef organda duyarlılık azalması sonucu 2-3 yaşlarında ortadan kalkmaktadır.
Yumurta
Bebeklerde, ek besine başlanmasıyla birlikte diyete eklenen en önemli besinlerdendir. En önemli besinlerden olması sebebiyle en sık görülen alerjendir. Yumurta akının bir yaşından önce verilmemesi, başlandığında ise yavaş yavaş arttırılması gereklidir. Alerji belirtileri ortaya çıktığında yumurtaya en az altı ay ara verilmelidir. Yumurta beyazına karşı alerji sarısına oranla daha fazla görülmektedir. Yumurta alerjisinde egzama veya kaşıntı deri ve göz lezyonları görülme sıklığı diğer besin alerjenlerine kıyasla daha fazladır. Ve de özellikle bebeklerde egzamanın en önemli nedenidir.
Balık ve Deniz Ürünleri
Oldukça güçlü alerjenlerdir ve zorlu ve ani reaksiyonlara neden olurlar. Pişmiş ya da çiğ balığın kokusunu duyma, hatta bazen balığa sadece dokunmayla bile de aşırı duyarlı bireylerde semptomlar gözlenebilir.
Fındık, Fıstık ve Diğer Yağlı Tohumlar
Bu grup ani ve çoğu zaman da ciddi alerjik reaksiyonların nedenini oluşturmaktadır. Bazı çok duyarlı kişilerde mikrogramlarla ifade edilebilecek kadar küçük miktarlar reaksiyona neden olurken, miligram miktarında alımlar ise sistemik reaksiyonlara neden olmaktadır. Yer fıstığı alerjisi, yaşamın erken dönemlerinde kendini gösterir ve genellikle hayat boyu devam eder.
Tahıllar
Bu grupta bulunan buğday ve mısır, en sık görülen alerjenlerdir. Diyette sık bulunan bu besinlerin, kişilerde alerjen olduğunu bilmek yaşam kalitesini arttırır.
Çikolata
Özellikle çocukların sık tüketiminden dolayı alerjik burun akıntısı, migren, deride kızarma, şişme ve kaşıntı, sindirim sistemi bozukluğu gibi alerjik reaksiyonlardan sorumludur.
Bal
Bebeklerde ek besine başlandığında özellikle dikkat edilmesi gereken besinlerden biridir. Bala alerjisi olan hastalar genellikle karabuğday, yonca ve polene karşı da duyarlıdır.
Yapılan birçok çalışmada anne sütüyle beslenen çocukların, anne sütüyle beslenmeyen çocuklara göre alerjik hastalık geçirme riskinin daha düşük olduğu belirtilmiştir. Besin alerjisi olan bireyler bu konuda bilgilendirilmelidir. Özellikle besin etiketlerini okumaları konusunda gerekli açıklama ve hatırlatmalar yapılmalıdır.
Kaynak:
http://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/t75.pdf
Tıbbi Beslenme Tedavisinde Güncel Uygulamalar 1 – Doç. Dr. Gamze AKBULUT