BAŞKANLIK SİSTEMİNDE HUKUK DEVLETİ İŞLEMİYOR MU?

Anayasamızın 25. Maddesi 'Düşünce ve kanaat hürriyeti' başlığı taşımaktadır. Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her...

Anayasamızın 25. Maddesi 'Düşünce ve kanaat hürriyeti' başlığı taşımaktadır. Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri nedeniyle kınanamaz ve suçlanamaz.

26. Maddesi 'Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini' düzenler. Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini da kapsar.

28. Madde 'Basın hürriyeti' ile ilgilidir. Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izne tabi değildir. Devlet basın ve haber alma hürriyetini sağlayacak tedbirleri alır.

34. Madde 'Toplantı e gösteri yürüyüşü düzenleme Hakkı' ile ilgili bir düzenlemedir. Herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Birçok okuyucumuz, ' bunlar bildiğimiz şeyler, Yaşar bey bu anayasa ve yasa metinlerini neden yazdı' diye düşünmüş olabilir. Yazdım çünkü dün akşam haberleri izlerken sayın cumhurbaşkanımızın herkesi bağlayan bu anayasa maddelerini hiçe saydığını, kişileri bu hakları kullandıkları için adeta linç ettiğini üzülerek izledim ve hayretler içinde kaldım.

Sayın Cumhurbaşkanı demokratik, parlamenter sistemin vazgeçilmez unsuru olan bir ana muhalefet partisinin liderini eleştirilerinden dolayı resmen tehdit etmiştir. Siyasi partiler anayasamıza göre demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Bir siyasi partinin lideri kendilerinin yaptığı gibi toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir. Vatandaşları toplantıya çağırabilir. 'Milleti sokağa çağıramazsın, geçti o günler, geçen sefer kaçtın bu sefer kaçamazsınız' demek cumhurbaşkanlığı makamında oturan, cumhurun başı olan, herkesin hak ve hukukunu koruması gereken bir kişi için doğru olmamıştır.

Yine bir televizyon kanalında haber sunuculuğu görevini sürdüren Fatih Portakal adlı gazeteciyi alaylı ve küçük düşürücü sözlerle hedef göstermiştir. Fatih Portakal bir gazetecidir. Haber sunarken görevini yapmaktadır. Görevini yapan bu kişiye 'Biri çıkmış, portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir halkı sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini, Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni ' diyerek adeta adamı hedef göstermiştir. Toplumun içinde fanatik çok insan var. Bunlardan biri durumdan vazife çıkarıp hedef gösterdiği bu kişilere saldırırsa cumhurbaşkanı sorumlu olmayacak mıdır? En azından vicdanı sızlamayacak mıdır? Bu tür söylem ve davranışlar demokrasi, insan hak ve özgürlükleri ile bağdaşmaz.

Demokrasilerde ve hukuk devletlerinde vatandaşlar gibi ülkeyi yönetenler de var olan anayasaya ve yasalara, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerine saygı uymak zorundadırlar. Bu kural demokrasilerin olmazsa olmaz kuralıdır. Aksi halde demokrasiden, hukuk devletinden söz etmek mümkün olmaz. Sistemin adının Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sistemi olmuştur ama bu başkana istediği gibi konuşma, istediğini yapma, yasaları bir tarafa atma yetkisini tanımamaktadır, tek adam sistemi değildir.

Önümüzde yerel seçimler var. Ülkemizin ve milletimizin birliği ve bütünlüğü için özellikle siyasi parti liderlerimiz konuşmalarına çok dikkat etmeli, sözcükleri özenle seçip konuşmalıdırlar. Çünkü ülkenin ve insanlarımızın barışa ve huzura çok ihtiyaçları var.

Bakmadan Geçme