BAHAR DALLARI
Cem Karaca'dan, 'Allah Yar' ilahisi ile… Bahar dalları, ilkbahar çiçeklenmeleri ne güzeldir, umudu fısıldar aynı bahar...
Cem Karaca'dan, 'Allah Yar' ilahisi ile…
Bahar dalları, ilkbahar çiçeklenmeleri ne güzeldir, umudu fısıldar; aynı bahar çiçekleri vücutta çıkarsa ne olur sevgili okurlarımız, biber gibi yanarız. Biber gibi de yanıyorum. 'Kadın bırak o zaman yazmayı, çabuk acile git, tedavi ol' diyorsanız üzülmeyin hepsini yaptım. Doktorum, 'Yine hangi travmayı yaşadın' dedi? 'Tek adam, halife travmasını' dedim ve gülüştük. Olumsuzluklara en güzel yanıt, gülüp geçmek olsa gerek…
Olanlar oldu, siz de hiçbir konuda çok fazla kendinizi üzmeyin. Dert var ama Allah'ın yardımı da var. Kent Gazetesi'nde cuma günleri Ali Gökboğa dini yazılar yazıyor. Bayılıyorum o yazılara… Geçen cuma Allah'a tevekkül etmeyi yazmıştı. Okumuştum ama demek ki tevekkül etmek bir yürek işi… Dudaktan kalbe inmiyorsa iman, bizim gibi vücutta bahar çiçekleri baloncuk olup patlar. Tıp dilinde zona hastalığı halk arasında gece yanığı diyorlar. Allah hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez, dayanabiliyoruz ki bu imtihan başımıza geldi. Tek adam rejimi de öyle, peki hepsinin üstesinden gelebilecek miyiz ki?
Hiç şüphesiz ki ne zorluk yaşarsak yaşayalım, sıkıntılar kimden gelirse gelsin, kul hakkı almadığımız sürece asla yıkılmayız, dimdik ayaktayız. Tasavvufta sıkıntıların bizi ziyaret eden, kendince hatır soran misafir oldukları anlatılır. Bu inanç ile Miraç Kandilinizi bir de ben tebrik ederim.
Her yaşadığım olumsuzluğu, hastalığı biraz kendimi daha yakinen sorgulamak için bir fırsat bilirim. Allah'ın şefkatli eli bana dokundu demek ki diye de düşünürüm. Tefekkür etmek de zaten bu değil midir? Ne dersiniz?
Kul hakkı ve ah almaktan sakınmak gerekiyor. Helalleşmek, ne olursa olsun illa ki bir özür… Bazen sizi de bilmeden üzüyorsam kusuruma bakmayın, özür dilerim. Hayat aslında bir ibretler geçidi, tabii ki ibret almak da bir kısmet işi; bakınız Fethullah Gülen ve cemaati dün nasıldı bugün ne halde? 40 yılı aşkındır büyümeye çalıştılar. Son 4 yıl içinde dağıldılar. Siyasi görüş, parti, ideoloji her ne olursa olsun mevzu bahis bunlar değildir. Dağılmalarının en önemli nedeni; hak yemek, kul hakkı almaktır. Katılır mısınız?
Siz de başınıza bir ıstırap geldiğinde önce isyan etmeyin, olur mu? İlahi planda bir nedeni muhakkak vardır. Sabır edersek ödülümüz var. 'Yahu kadın; biber gibi yanıyorsun, vücudunda çiçekler açmış, sen daha hangi ödülden bahsediyorsun?' diyen sevgili eşime Eyüp Peygamber'in hayatını hatırlatıyorum. Sabır, tevekkül abidesi Eyüp Peygamber'i fırsat buldukça okuyun, iyi mi gönül dostlarım?
Geçen hafta Kent Gazetesi köşe yazarı Türkan Can, yazılarının bazılarını salı sabahları 11:30'da Radyo Remix'te program yaptığı Rasih Bozulu ile kendi gazetesinin editörü Cengiz Türkavcı'ya ithaf etti. Onu okuyunca ben de imrendim. Bir yazar kendi başına nedir ki, koskoca bir hiç… Bir yazar gazetesi ile, okuru ile anlam kazanır.
Şu an yazarken son dakika haberi biraz yanığıma serinlik oldu, sevgili devletlüler işçilere memurlara zamcık uygulamış.
Efendim, ne anlatıyordum ben?
Gazeteme teşekkür ediyordum. Yalnız şu da aramızda kalsın, bir sır vereceğim, yazılarım sansürleniyor. Ne demek sansürleniyor? Mealen anlatayım, denyoluklarımın bazıları yayına girmiyor.
Bu ne demektir? Bu; editörlerim tarafından okunduğumu, kimi yerde eleştirildiğimi, yumuşakça, kibarca ikaz edildiğimi gösteriyor. Büyükler ne güzel der, 'Anlamaya arif olmak gerekmez, eğer bir parça anlayış varsa'… Onları çok iyi anlıyorum. Benim için çok değerli bir işi yapıyorlar. Çünkü nasıl ki yazmak çizmek bir emek işidir, oturup yazılıp çizilenleri kontrol etmek de sabır ve emek işidir. Bundan dolayı gazetemin editörlerine; ama özellikle sevgili Tunca Civa'ya kocaman teşekkür borçluyum. Bana katlandığınız için bir sabrı da Allah'tan sizler için diliyorum.
'Bize yok mu?' diyen asıl gerçek kahramanlarımız, size de duacıyım. Siz de dualarınızda bizleri unutmayın.
'Miraç Kandili'ni kutladın da 23 Nisan TBMM açılışı ve çocuklarımıza armağan edilen Milli Bayram için soluğun çıkmıyor' diyen solcu kardeşlerim, öyle şey olur mu? Siz beni tanımadınız mı? Aşk olsun size. Bayramımız da kutlu olsun. Atatürk bir devrimciydi, asıl devrimcilerin aynı zamanda peygamberler olduğunu biliyor muydunuz? Nerede bir haksızlık varsa onlar orada başkaldırmışlardır. Adalet için, doğruluk için… El Kaide, IŞİD bugün Müslüman mı!
Aslında dinimizde kutsal haftalar, geceler ve kandiller diye bir olay yoktur. Tek kutsal gece, Ramazan Ayı'ndaki Kadir Gecesi'dir. Onun da günü belli değildir. Günün, saatin belli olmaması, bizi bir zamanın esiri etmemek içindir.
'Kimsenin esiri olmayın' diyen Allah resulü Hz. Muhammed'imizi doğru anlayan, dini siyasete alet etmeyen Atatürk'ümüze ve silah arkadaşlarına rahmetin en büyüğü olsun.