Az Daha Tahammül! -2

Sevgili gençler dünden kalan yazımıza bugün de devam edelim. Dün ne demiştik kısaca hatırlayalım mı? Önce...

Sevgili gençler dünden kalan yazımıza bugün de devam edelim. Dün ne demiştik kısaca hatırlayalım mı?

Önce ne söylemiştim: sizlere sabırla kol kanat geren ailenizden her hangi birinin kelamlarına saygı göstermemek, sabırla dinlememek sizin hayatla alakalı ilk hatanızı yapmanıza sebep olacaktır. Zira sizlerin henüz start noktasına bile gelmediğiniz yolunuzdan, onlar düşe-kalka, deneye-yanıla geçmiş ve sizlerin zaman kaybetmenize mani olmak ve en değerlilerini korumak için ağızlarından çıkan her kelama saygıyla dikkat etmeniz gerektiğini anlatmaya çalışmıştım.

Sonra şunu da anlatmış; elinizdeki teknolojik değerlerin bir şans olduğunu ancak bizim insanlarımızın bu değerin en kötü halini alıp kendine monte etmeye çalıştığını ve üstelik de bazı ailelerin farkında olarak ya da olmayarak küçük yaşlardan itibaren siz evlatlarına bunları empoze etmelerinden bahsetmiştim.

Başta bazı ailelerin hoşuna gittikleri ve kendilerini rahata erdiren bu durumun zamanla onları rahatsız etmeye başladığında çok geç kaldıklarını çünkü onların rahatı ile çocuğun bağımlılığının arttığı süreç, aynı anda işlemeye başlıyor diye de önermemizle yazımızı sonlandırmıştık.

Sevgili evlatlar, çağın o ya da bu şekilde getirmiş olduğu değişimler ya da gelişmeler yadsınamaz. Bunu düşünmenin saçma olacağı gibi sizleri bizim zamanımızdaki sosyal ya da kültürel düzeyle karşılaştırmamız anlamsız olacaktır. Ve fakat aslında bizlerin üzüldüğümüz tek noktayı üzerine basa basa söylemek istiyorum. Bu bilgi ya da gelişim ya da değişim -adına ne derseniz deyiniz- evlatlarımızın çoğunda kibre ve saygısızlığa sebep olmuştur. Önce aileye sonra okulundaki etkileştiği her ferde ve çevreye!

Beğenmemek, küçümsemek, alay etmek, en korkuncu da 'ben biliyorum' egosunun sizleri farkında olmadan körelttiğidir.

Kıymetli gençler, hayatın başındasınız. Önce şunu kabullenmeniz lazım. Herkes bir değerdir ve her konuda herkesin kendince bir düşüncesi ya da bir kelamı vardır. Bu insanları da saygıyla dinlemek, anlamaya çalışmak sizin hayata olan bakış açınızı belirlemenizde yardımcı olacaktır. Çünkü hiç ummadığınız kişiden çıkan bir kelime sizin hayat akışınızı değiştirebilir. Unutmamanız gereken tek şey, yüreğinizi sevgi ve saygı ile yoğrulmasına izin vermenizdir. Sonuçta bunlar da sizde adaleti, vicdanı, şefkati ve ahlak olgularını sağlamlaştıracaktır.

Evet, insanlar arasında bazen ayrım yapmamız gerekebiliyor. Çocukları ve kadınları ve yaşlıları daha iyi anlamaya çalışınız. Ha bir de unutmadan, enerjinizi düşüren, her şeyden şikyet eden, çözüme değil kaosa bel bağlayanlardan uzak durunuz.

Sevgili evlatlar, hayat ne sizden, ne arkadaşlarınızdan ne de bulunduğunuz şehirden ibarettir. Hatta bulunduğunuz ülkeden bile ibaret değildir. O yüzden yaşantınızı nasıl zenginleştirirseniz hayat da size öyle sürprizler ve güzellikler sunar. Önce kendinize alçak gönüllülükle kıymet vermeyi, sizi yetiştiren anne ve babanıza ve hatta birinci derece akrabalarınıza her şeyin üzerinde kıymet vermeyi ve saygı duymayı bilmelisiniz. Zaman içinde göreceksiniz ki en güvendiğiniz arkadaşlarınız, bazen hayat arkadaşınız bile sabrınızı ailenizle test edecektir. Size düşen, ailenize sahip çıkarak diğer sevdiklerinizi de doğru düşüncelere ve sevgiye yönlendirmenizdir.

Bunu nasıl mı yapabilirsiniz? Seni yetiştirenlerin her şeyine sahip çık, saygıyla karşıla, tahammül et. Arkadaşlarına da zaman ayır elbette ama önceliğin ailen olsun. Sonra söyledikleri karşısında 'çok geri kafalılar' diye bir düşüncen de oluşsa bunu dile getirme, kırma onları. Bizler sizleri nasıl sevgi ve şefkat ve ilgiyle büyütmüşsek maalesef ki yaş aldıkça aynısını sizlerden beklemek gibi bir açlığa kapılıyoruz. Evet, zamanında bizler çok şeyler yaşamış ve görmüş olabiliriz ancak bilin ki evladın bize karşı sevgisi ilgisi ve saygısı her şeyin önünde. Ha bazen saçmalarız doğru ama işte o sevgi bize tahammül etmenize yarayacaktır.

Sevgili gençler, teknolojide kendinizi geliştirmeye (bunu sosyal ağlarda avcı turuna çıkın manasında söylemiyorum (!)), kültürel ya da sosyolojik anlamda kendinizi beslemeye, söylem ve vücut dilinizin sevgi, saygı, adalet, vicdan ve ahlakla yoğrulmasına izin veriniz. Her ne olursa olsun insanların gönüllerini kırmamaya, tahammülü fazla ama bunu yaparken de sizlerin bu insani duruşunuzdan da kimsenin haksız ve çıkarcı nemalanmasına izin vermeden kısa yaşantınızda iyi işlerle iz bırakarak yaşamanızı yürekten diliyorum. Sonunda iyi bir iş de iyi bir eş de çevre de para da bunlarla doğru orantılıdır. (bakmayın aksini yaşayanlara, sonunda herkes hak ettiğini yaşıyor. Unutmayın!)

İnandığınız şeyden vazgeçmemek, hatasından bile kendinize ders çıkarmak ve sonuçlarına kendi adınıza sahip çıkmak tek isteğimdir. Çünkü hatasını anlayan, eleştirilmeyi gelişim olarak kabul eden her ruhun başarılı olmaktan başka çaresi yoktur. Her şeyden önce karşı tarafın ne demeye çalıştığını iyi anlamaya çalışın. Hayatı kolaylaştırmak sizin elinizde!

Tanrı, beynindekini yüreğinin sevgi odacıklarında güzelleştirip kelamını şiir tadına dönüştüren insanlarla karşılaştırsın.

Sevgiler

Bakmadan Geçme