Az Daha Tahammül! -1

Sevgili genç kardeşlerim hepinize yüzünüzün güldüğü, umudunuzun yeşerdiği ve gelecek kaygılarınızın aza indirgendiği zamanlar dilerim. Çağın...

Sevgili genç kardeşlerim; hepinize yüzünüzün güldüğü, umudunuzun yeşerdiği ve gelecek kaygılarınızın aza indirgendiği zamanlar dilerim. Çağın en şanslı zamanına denk geldiniz inanın. Teknoloji, bilgiye ulaşma süresi, düşündüğünü söyleme özgürlüğü ve daha birçok yeniliğin ve farklılığın tam da ortasında yaşadığınızın bilincinde olmanızı cidden çok isterim.

Geleceğin güzel ve özel evlatları; elbette zamanın nimetlerinden yararlanmak sizlerin en tabii hakkıdır. Ancak bu hakkınıza sahip çıkmak demek, elinizdeki değerleri yok saymak, basite almak, kıymetsizleştirmek, kısa sürede tüketmek ya da tahammüle bile değer bulmadan yok etmeniz anlamına gelmemelidir. Zira inanın hayatı paylaşmak hem çok kolay hem de neden olursanız siz ve çevrenizdekiler içinde çok zordur.

Her şeyden önce, sizleri dünyaya getiren ve ayaklarınızın üzerine basmanız için sizlere sabırla kol kanat geren ailenizden herhangi birinin kelamlarına saygı göstermemek, sabırla dinlememek sizin hayatla alakalı ilk hatanızı yapmanıza sebep olacaktır. Zira sizlerin henüz start noktasına bile gelmediğiniz yolunuzdan, belki de onlar önlerinde bir emsal olmadığı için ya da anlatılmadığı için düşe kalka geçmiş olabilirler.

Şunu bilmenizde bence fayda var, zira ben de yirmi dört yaşında bir erkek evladın annesiyim. Sizleri anlayabilir ve hatta yıllardır aldığım eğitimler sebebi ile sizlere naçizane yardımcı da olabilirim. Şart mı? Asla. Sadece dip not olarak belirtmek isterim. Çünkü sevgili evlatlar, size ahkm kesmek, sizin gençlik sınırlarınızı çizmek ya da bazılarınızın ailelerinin bile karışmadığı konulara ön ayak olmak benim haddim değildir. Amacım, zaman içinde artan mutsuzluğun, saygısızlığın, kibirliliğin, tahammülsüzlüğün karşısına bir kardeşimi daha geçirebilirsem ahir hayatta bir işe daha yaradığımı hissetmek olacaktır.

Hani bazen bizler sizlere 'ah bizim zamanımızda…' diye başlayan cümleler kurar ardından sizlerin bizleri anlamasını bekleyip ya da bizim gördüklerimizi görmenizi isteriz ya! Oysa ne kadar yanlış değil mi? Bizleri anlamaya çalışmanız çok kolay olmayacağını biliyorum. Hatta çoğunuzun, 'sen de anne/baba olduğunda beni anlayacaksın' repliğini ailenizden duyduğunuza eminim. Çünkü şartlar değişsin ya da değişmesin, isterseniz teknolojinin en baba icatlarıyla tanışan bir nesil var olsun. Aileleriyle aralarında illa ki bir kuşak farkı söylemleriyle karşılaşacaklardır. Çünkü elli yıldır şu dünya üzerindeyim (!), insan var oluşu zannımca hep tekerrürden ibaretmiş gibi.

Yeni nesil gençlerinin çoğu teknoloji kurbanı (iyi tarafını alanlar da yok değil elbette ama doğrusu bu!) beşiktekini bile annesi elindeki telefonla, tabletle susturmaya başlamış. Liseyi daha bitirmemiş çocuğun elinde bedeli eski para ile milyonlarla ifade edilen teknolojik aletler ve sonra bunların takibi yapılmadığı için de fiziksel ve biyolojik rahatsızlıklardan, ruhsal bunalım konularına kadar uzayan sancılı süreçler.

Başta bazı ailelerin hoşuna gittikleri ve kendilerini rahata erdiren bu durumun, zamanla onları rahatsız etmeye başladığında çok geç kaldıklarını fark etmeleri bazılarında çok da zaman almıyor. Çünkü onların rahatı ile çocuğun bağımlılığının arttığı süreç, aynı anda işlemeye başlıyor.

'E aile bunu yaparsa evlat elbette bunu yapacaktır' diyenlerinizin de olacağını biliyorum. Haklısınız da. Ve bu sancılı durum sonrası da, şöyle de bir detay ortaya çıkıyor. Ailenin bu konuda iyice bilinçlendirilmesi ve evde disiplin ve kuralların koyulmasını sağlaması ve evladına teknolojik imknları verirken de her gün belirli saatlerde bütün aile bireylerinin bir arada olduğu zamanları kendilerine ayırmaları gerektiğinin bilincinde olması gerekiyor. Çocuğun teknoloji bağımlısı olduğundan yakınan ebeveynlerin bence önce 'Biz neyi yanlış yapıyoruz?' diyebilme cesareti gösterebilmesi gerekiyor.

Dedikten sonra bugünü böyle kapatmak istiyorum. Yarın kaldığımız yerden devam edeceğim. O halde her zaman ki gibi güzel duamızla bugünü kapatalım.

Tanrı, beynindekini yüreğinin sevgi odacıklarında güzelleştirip kelamını şiir tadına dönüştüren insanlarla karşılaştırsın.

Sevgiler

Bakmadan Geçme