ATAMIZI SEVGİ, SAYGI, MİNNET VE RAHMETLE ANIYORUZ

Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalem, Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu ATAMIZ Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938 ebediyete...

Merhaba kıymetli okurlarım. Bu makalem, Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu ATAMIZ Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938 ebediyete göç edip gönüllerde yaşatılmaya başladığı anma günü içindir. Kıymetli vaktinizi ayırıp okuma zahmetinde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim.

Birçok muharebeye katılarak ülkemizi yedi düvele karşı savunup zaferler kazanmış Başkomutanımız, ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, 10 Kasım 1938 tarihinde saat dokuzu beş geçe bedenen aramızdan ayrılmış olsa da milletimizin kalbinde ilelebet yaşayacaktır. Şöyle bir düşünün; günümüzde size hiçbir karşılık beklemeden küçük bir yardım eden insanı unutabiliyor muyuz? ATAMIZ; bize koskoca bir cennet vatan bırakmış, hayatı mevzilerde geçmiş, kendine bir yuva kurmamış, Türkiye'yi evi ve TÜRK milletini ailesi bilmiş bir insan. Hakkı nasıl ödenebilir ki?

Milletimizin adeta öksüz kaldığı o günlerde sağlık durumu kötüye giden Atatürk'e 1938 yılı başlarında siroz teşhisi konuldu ve Avrupa'dan doktorlar getirildi fakat tedaviler sonuç vermedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 09.05'te İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Naaşı, büyük bir törenle Ankara'ya uğurlandı ve Atatürk, 21 Kasım 1938 günü Ankara'da büyük bir törenle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu. 15 yıl sonra da 10 Kasım 1953'te kendisi için yaptırılan Anıtkabir'de toprağa verildi.

Atamızın tarihe geçen sözlerinden biri, adeta ölümünün ardından nasihat niteliğinde. İşte o sözleri: 'Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır!'

Biz, millet olarak kendisini yalnızca 10 Kasım günü anmıyoruz. Bıraktığı eserlerin en büyüğü tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti, ilke ve inkılapları Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Halkçılık, İnkılapçılık, Milliyetçilik, Laiklik… Yaşayarak ve yaşatarak anıyoruz.

ATAMIZ'IN vefat etmesiyle ülkemiz yasa boğuldu, Anadolu'nun dört bir yanından ağıtlar yükseldi. Halk Ozanımız Aşık VEYSEL, yazdığı şiirindeki şu dizeleriyle ATATÜRK'e olan sevgisini ve özlemini dile getirdi.

ATAMIZI ve silah arkadaşlarını sevgi, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.

 

Atatürk'e Ağıt

 

Ağlayalım Atatürk'e

Bütün dünya kan ağladı

Başbuğ olmuştu mülke

Geldi ecel can ağladı

 

Şüphesiz bu dünya fani

Tanrı'nın aslanı hani

İnsi cinsi cem-i mahluk

Hepsi birden ağladı

 

Doğu, batı, cenup, şimal

Aman tanrım bu nasıl hal

Atatürk'e erdi zeval

Amir memur altın kürsü

Yas çekip mebsan* ağladı

 

İskender-i Zülkarneyin

Çalışmadı bunca leğin

Her millet Atatürk deyin

Cemiyet-i akvam ağladı

 

Atatürk'ün eserleri

Söylenecek bundan geri

Bütün dünyanın her yeri

Ah çekti vatan ağladı

 

Fabrikalar icat etti

Atalığın ispat etti

Varlığın Türk'e terk etti

Döndü çark devran ağladı

 

Bu ne kuvvet bu ne kudret

Vardı bunda bir hikmet

Bütün Türkler İnönü İsmet

Gözlerinden kan ağladı

 

Tren hattı tayyareler

Türkler giydi hep karalar

Semerkand'ı Buhara'lar

İşitti her yan ağladı

 

Siz sağ olun Türk gençleri

Çalışanlar kalmaz geri

Mareşal Fevzi'nin askerleri

Ordular teğmen ağladı

 

Zannetme ağlayan gülmez

Aslan yatağı boş kalmaz

Yalınız gidenler gelmez

Felek-el mevtin elinden

Her gelen insan ağladı

 

Uzatma Veysel bu sözü

Dayanmaz herkesin özü

Koruyalım yurdumuzu

Dost değil düşman ağladı

 

Aşık Veysel ŞATIROĞLU

 

Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın.

Bu yazı gazetemizin 11 Kasım 2021 tarihli sayısında yayımlanmıştır.

Bakmadan Geçme