Aralık kapı
Uzun, çok uzun zaman oldu sanki yazmayalı. Siz deyin aradan aylar geçti, ben diyeyim yüzyıllar. Okumayı...
Uzun, çok uzun zaman oldu sanki yazmayalı. Siz deyin aradan aylar geçti, ben diyeyim yüzyıllar.
Okumayı seven bir insan için okumak, sabah kahvaltısı yapmak gibidir. Uyandı mı illaki o ihtiyacı duyar. Yerine getirilmediğinde de gün boyu huzursuzluğunu yaşar.
Yazmak da okumak gibi. Bir ihtiyaç her şeyden öte…
Bu hissi zaman zaman duymuş olanlar, beni kolaylıkla anlayacaklardır.
Sevgili Sait Faik, 'Yazmasam çıldıracaktım' der yazma serüveni için.
Her insanın yaşamda tutunduğu dal, gittiği yol farklı.
Herkese tekrar merhaba…
Bir açıklama da gerek bunca zaman niye yazmadım. Aslına bakarsanız yaşadıklarımız bunalttı da diyebiliriz buna. Dört duvar arasına sıkışıp kalmak zor. Ne kendinizi ne de yakınlarınızı böyle amansız bir hastalığın pençesinde değil görmek, hayal etmek bile insana acı veriyor.
Yaşamda en değerli şeylerden biri özgürlük. İnsanın kendi sınırlarını kendi çizmesi. Umarım 2020 bittiğinde derin bir 'Oh!' çekebiliriz. Ardından, 'Ne yıldı be… Gitti de kurtulduk' diyebiliriz.
*
Geçmiş yıllarda Ödemiş Kitap Fuarı'nda aynı standı paylaşmıştık. Uzun uzun anlatmıştı. Ailesini, çocukluğunu, gençliğini, öğretmenliğini ve araştırmalarını. Benim bir çocuk gibi sorduğum soruların hiçbiri yanıtsız kalmamıştı.
Telefonlaşıp yeniden görüşüp sohbet etmek için bir plan da yapmıştık. Aradan yıllar geçti. Bir de pandemi girince araya, iş iyice sarpa sardı. Görüşemedik.
Şimdi…
Derin bir acı. O da gitti.
Ardında bir sürü araştırma, kitap, dergi ve anılar bırakarak.
Ödemiş'e, Küçük Menderes Havzası'na sevdalı bir yürek. BEHİÇ GALİP YAVUZ
Seni sevgi ve minnetle anacağız her zaman. Bir şiirle noktalayalım sözü.
gidenler bilmez ki
bu acı
derdest edip götürür beni
sen dururken
yanmış bir ağaç gibi
yamacımda.
kentsoylu karanlıklarda gizlidir ölüm
ne kurşunu kördür
ne zulmü topal.
kaç zamandır
güne gün eklerim
haftaya hafta
yıla yıl.
beklerim
çıkıp gelsin en şiir yüzüyle
Karaca
Çukurova'dan
Bayburt'tan Zihni
Sivas'tan Pir Sultan Abdal
ve
Dertlisi Bolu'nun
ah! gidenler bilmez ki
kalanlar kördür
sağır
ve kalanlar karanlıklardan lal
bu acı
derdest edip götürür beni
sen dururken
yanmış bir ağaç gibi yamacımda.
Sevgi, dostluk ve umutla.