ANLAM KATANLAR

Hayatımıza dokunan insanlar olur bazen. Hiç beklemediğimiz bir anda duruşlarıyla, hayata bakışlarıyla, tavırlarıyla etkilerler bizi. Belki...

Hayatımıza dokunan insanlar olur bazen. Hiç beklemediğimiz bir anda duruşlarıyla, hayata bakışlarıyla, tavırlarıyla etkilerler bizi. Belki de pes ettiğimiz demlerde yol göstericimiz olurlar. Onlar sayesinde bizim de bakış açımız değişiverir. Enerjileri dalga dalga etrafında bulunanları da sarmalar.

Gerçekten de zaman zaman karşılaşırız böyle insanlarla. Pes etmeyen, faydalı olabilmek için olabildiğince çaba sarf eden ve yaptıklarıyla mutlu olmasını bilen…

Sıradanmış gibi duran bir örnek ile başlayalım. Aslında bu İsmail Bey'in hayatından bir örnekleme. Yetmiş yaşının üzerinde bir çiftçiden söz ediyor. Sabah beşte kalkan, tarlasında çalışan ve bütün işini kendi gören somut bir örnek. Yaşım geçmiş işim bitmiş demeyen, çalıştıkça ışıldayan bir insan profili. Belki de hayata bakış açımız bizi yılgınlığa düşüren ve pes ettiren. Yapılması gerekenlere angarya gözüyle bakmayıp o işten zevk alabilme gayesi ile yola çıksak işler değişebilir gibi görünüyor. Hayata bir katkıda bulunabilmenin, hala bir işe yarıyor olabilmenin hazzına varabilirsek gerçek anlamda hayata değer katıyor ve onu anlamlandırıyoruz demektir. Kim bilir belki de o çiftçi amca işin sırrını çözmüştür. Güne erkenden 'merhaba' deyip, 'erken kalkan yol alır' felsefesi ile yönetmeyi biliyordur günü ve zaman. Anı yakalayıp onun olanın değerini artırıyordur.

Bir diğer güzel örnek Hayrettin Karaca. Kendi ifadesi ile sanayici olmak istemeyip, edebiyatla ilgilenip, kalan zamanını doğayla içiçe geçirmek istemiş. Ancak şartlar gereği sanayici olmuş. Ama o isteğini hiç öldürmemiş, büyütmüş içinde ve ellili yaşlarında Türkiye'nin ilk özel arboretumunu kurmuş. Yalova'da Karaca Arboretumu'nu gezerken bir insanın isterse neler başarabileceğini gözlemleme şansı elde ettik. Hannover Üniversitesi'nden ekoloji profesörü Franz H. Meyer 'Şimdiye kadar hiç böylesine kişisel çıkar gütmeden, kendisini insanlığın yararına çalışmaya adamış birine rastlamadım.' sözlerine mazhar olan ve hiç yılmayan bir kişiliğin neler yapabileceğinin ayrımına vardık böylece. 'Sevgi, istek ve adanmışlık insanı demek ki çok güçlü kılabiliyormuş' dedirtti bize. Tabi onun sayesinden rehberimizin de anlatımı ile dünyanın pek çok yerinden getirilmiş farklı türdeki bitki ve ağaçları da görme şansını elde ettik.

Bu çerçevede bir örneğim de Doç. Dr. Hasan Berkant hocamız. Bize verdiği kursta Türkçemizi etkili ve dikkatli kullanması ve yerine göre bizleri bu konuda uyarması, bilgisi ve bilgi birikimini aktarma şekli, beden dilini kullanışı, kırmadan, incitmeden yaptığı eleştirileri ve nezaketi ile hepimizin üzerinde olumlu bir etki bıraktı. Özellikle işini severek yaptığı her halinden belli olan ve çalışkanlığı bir hayat tarzı haline getiren, prensipli, pozitif tarzı ile 'bir öğretmen ve bilim insanı nasıl olmalı'yı somut olarak ortaya koydu. Sorularımıza ve sorunlarımıza samimi bir tarzda, yapıcı bir tavırla yaklaşımı ve yardımcı oluşu, ilgili tavrı, hayat içinde güzel bir örnek olarak yerleşti belleklerimize. Bu noktada bir kez daha verimkarlığı, katkıları ve bize kattıkları için kendisine teşekkür ediyorum.

İyi ki varsınız diyorum tüm kalbim ile. Hayat sizlerle anlamlı…

Mavi

Yitirirse rengini

Kim alır yerini?

Rüzgar

Dağıtırsa harmanı

Kim doldurur yerini?

Uçurtma

Kopartırsam ipini

Kim tutar elimi?

İnsanlık

Kaybederse değerini

Kim öder bedelini?

Bakmadan Geçme