Akseki'nin Ödemiş anılarını içeriyor
Türkiye'nin 3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin Ödemiş İlçesinde yaşadığı yıllardaki anıları Diyanet Başkanlığı'nın yeni...
Türkiye'nin 3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin Ödemiş İlçesinde yaşadığı yıllardaki anıları Diyanet Başkanlığı'nın yeni çıkardığı kitabında yer aldı.
Tarih kitaplarında çok önemli bir yer edinen Türkiye'nin 3. Diyanet Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin gerek yaşadığı hayatıyla ve gerekse Akseki'nin 1947 yıllarındaki Diyanet İşleri Reisliğini değerlendirdiler.
Ödemiş'in Yerel Araştırmacısı Zeki Eker Türkiye'nin 3. Diyanet Reisi olan Ahmet Hamdi Akseki'nin rivayetlere göre önemli bir din adamı olduğu Akseki'nin Ödemiş İlçesinde 5 yıl kadar bulunduğunu ifade ederek, '3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki, bundan seneler evvel Akseki'den çıkıyor 13 günde Ödemiş'e geliyor. Hocası Gerçeklili İsmail Efendi, o kişide ninemin dayısı oluyor. Kırnapçı sokaktaki medresede 5 sene okuyor. Kendisi buraya gelmeden önce Bayındır'da yazları pamuk çapası yapıyor ve burada kazandığı 3 tane sarı lira ile Ödemiş'e geliyor. Burada gündüzleri hocasından ders alıyor geceleri ise mühür kazıyor. Burada 5 sene okuduktan sonra, Ahmet Hamdi Akseki İstanbul'a gidiyor. İstanbul'a giderken Yeniceköylü Ali öğüt isimli birisiyle gidiyor. Ali Öğüt de 1950'li yıllarda Ödemiş müftüsü oluyor. Ahmet Hamdi Akseki, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün yanında yer almış, Adnan Menderes Başbakan'la, İsmet İnönü, Mehmet Akif Ersoy daha sonra 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar gibi birçok devlet adamıyla hasır neşir olmuştur. 'dedi.
Ödemiş Geleneksel Sanatlar Derneği Başkanı ve aynı zamanda eğitimci ve yazar Mehmet Kamer, 'Ahmet Hamdi Akseki, aslında Ödemiş'te kıymeti bilinmeyen bir insan. Ödemiş'ten çok değerli insanlar gelmiş geçmiş. Çok önemli ilim adamları gelmiş geçmiş, belki bunların en önünde sayabileceğimiz insanlardan birisi çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış, Atatürk zamanında yaşamış, Atatürk'ün değer verdiği bir insan ve Cumhuriyet'in ilanından sonra Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış. Atatürk kendisine askeri din kitabı yazdırmış halen askeriyenin kütüphanelerinde bulunur. Ahlak kitabı yazdırmış. Atatürk'ün yazdırdığı kitaplar bunları insanlar dini öğrensin diyedir. Atatürk'ün imzasıyla Diyanet İşleri Başkanı olmuştur. Heybeliada Deniz Harp Okulu'nda ahlak dersine giriyor. Aynı dönemde ilim adamlarına kürsü şeyhliğine getiriyorlar. Aksaray'da Dolmabahçe Kürsü Şeyhliğine, Üsküdar'da Mihriban Sultan Camiinde kürsü şeyhliğinde bulunmuş ve ondan sonra İstanbul'da birçok önemli camilerde kürsü şeyhliği yapmıştır. Çok çalkantılı bir hayatı var. İstiklal mahkemelerinde yargılanmış. 1926 yılında Mayıs ayında yargılanmaya başlıyor. Eylül Ekim aylarında da beraat ediyor. Türkiye 3. Diyanet İşleri Başkanlığı yapıyor ve bugün ilahiyat camiasında okutulan kitapların birçoğunun yazarı Ahmet Hamdi Akseki'dir. Ahmet Hamdi Akseki'nin diğer bir özelliği çocukluk ve gençlik yıllarını Ödemiş'te geçirmesidir. Ankara'ya tayin olduktan sonra Ankara'da Tacettin Derghı'nda kalıyor. İlmî çalışmalarını buradan yapıyor. Öldüğünde de cenazesi Tacettin Derghı'nın hazinesine gömülüyor. 1951 yılında vefat ediyor' şeklinde konuştu.
Ödemiş Geleneksel Sanatlar Derneği Başkanı Mehmet Kamer Türkiye'nin eski 3. Diyanet Reisi Akseki'nin renkli bir tarih hayatının bulunduğu bu hayatı içinde önemli anıları olduğunu belirterek ekledi, 'Türkiye'nin 3. Diyanet Reisi Ahmet Hamdi Akseki hayatında Türkiye'nin ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'nin eski Cumhurbaşkanlarından İsmet İnönü, Türkiye'nin eski Başbakanlarından Adnan Menderes gibi bir çok önemli siyaset ve ülkenin ileri gelenleriyle bir araya gelmiş olmasının yanında, Akseki aynı zamanda 3. Diyanet Reisliği döneminde Türkiye'nin eski Başbakanlarından merhum Bülent Ecevit ile Rahşan Ecevit'in de nikahını kıymıştır' dedi.
Türkiye'nin 3. Diyanet Reisi Ahmet Hamdi Akseki yaşadığı dönemlerde birçok önemli hizmetlere imzasını atmıştır. Ahmet Hamdi Efendi Osmanlı'dan Cumhuriyet'e intikal eden bir alim ve hoca, bir aydın ve fikir adamı, hem muhteva hem siyasetleri itibariyle önemli birçok dini eser ve
makale yazmış bir müellif, nihayet kuruluşundan itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatı içinde başkanlık dahil bütün üst kademelerde etkili görevler üstlenmiş bir zat… Bu sebeplerle üzerinde geniş ve farklı önceliklerle çalışmalar yapılması gerekiyor. Aslında Akseki kadar merkezde ve etkili yerlerde uzun müddet kalanlar ve hadiselere aktif olarak katılanlar fazla değilse de çalışılması gereken benzer kişiliklerin sayısı az değil. Maalesef bunların çok azı konunun gerektirdiği ölçüde ve ciddiyette çalışılabildi. Halbuki Cumhuriyet idaresinin din-diyanet konusunda nasıl bir miras devraldığı ve bu mirası nasıl koruyup geliştirdiği, nasıl tasarruf edip harcadığı, ne yönde değiştirdiği, aktörlerin ve kurumların ne yaptığı, problemlerin ve imkanların arasından geçerek bugün nereye geldiğimiz, din ve laiklik politikalarında kat ettiğimiz mesafenin bugün itibariyle Türkiye'yi taşıma kapasitesinin ne olduğu gibi mühim ve hayati sorular bu türden çalışmalar yapılmadan, ciddi bir birikim oluşturulmadan üst düzeyde cevaplandırılamayacak, dolayısıyla yola nasıl devam edeceğimiz de en azından muğlak ve müphem kalacaktır. Akseki bazı bakımlardan istisnai denebilecek bazı özellikler de taşıyor. Bunlardan önemli olan dördüne işaret etmek gerekirse; Ahmet Hamdi Efendi'nin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1924 baharında kuruluşundan itibaren vefat tarihi olan 1951 yılı başlarına kadar, önce Müşavere Heyeti azásı, sonra tek başkan yardımcısı, nihayet Diyanet İşleri Başkanı olarak kurumun en üst kademesinde fasılasız çeyrek yüzyıl 'kurucu' bir kişi olarak çalışması ve kendisinden sonra da kurduğu yapının hayli belirleyici olması istisnai durumlardan biridir. Bu özelliklere sahip ikinci bir Diyanet mensubu kişi, alim ve yönetici yoktur. O yeni ve zor şartlarda hem kurucu hem de iyileştirerek sürdürücü idareci bir kişilik, açık veya örtük prensipleri olmakla beraber gerektiğinde uyum sağlayan, mütehammil bir karakter olarak tebarüz etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın içerden gerçek kurucusudur.
Özcan Çetin