Ah Şu Lanet Olası Teknoloji! -3

Bugün de dünden kaldığımız yerden devam edelim isterseniz. Hiç ummadığımız insanların ummadığımız sonuçlarını gördük bu süreçte...

Bugün de dünden kaldığımız yerden devam edelim isterseniz. Hiç ummadığımız insanların ummadığımız sonuçlarını gördük bu süreçte; artık yapmaz dediklerimizi, başına zaten böyle bir sıkıntı gelmiş yazık üzülmesin diye bağrımıza bastıklarımızın belki ihanetlerini yaşadık. Sosyal medyadan, teknolojinin çocukları erken yaşlarda esir almalarına kadar en çok şikyet edenlerin, çocuklarını bu aletlerle kendilerinden uzaklaştırdıklarını gördük.

<çocuklarınızı sevin hatta çok seviniz ve fakat önce sevgili eşler, birbirinize yalan konuşmaktan, birbirinizi değersizleştirmekten vazgeçiniz;> sizin yüzünüzden çocuklarınız yalanı, ihaneti, saygısızlığı öğreniyorlar. Rica ediyorum yapmayın evlatlarınıza bunu.

Hele hele evinde babasıyla, abisiyle, kocası ya da karısıyla ilgili sıkıntı da varsa, kendine iki tatlı söz söyleyen fotoğrafı bile kendisi olmayan insanlara inanmak istemeleri de ayrı bir acınası toplum yarasıdır. Bunu giderecek olan toplumu körü körüne dine bağlanması asla olamaz ki zira bunların da neler yaptıkları aşikrdır.

Bunları yine eğitim, okumak, bilim, yine değişim, bilgi ve teknoloji iyileştirecektir. Çünkü bir yerlerde bir işe yaradığını görmek, kişinin ferdi mutluluğu aslında bulunduğu yeri bir nebze olsun level atlatmasının önüne asla geçmeyecektir. Böyle olunca da, ilgi, sevgi, ihtiyaç ve takdir duyguları zaten doymuşluğa erecektir. Kişinin var olma çabasının yanında aslında derdi kişiliğinin kabullenilmesidir. Önce ailesi tarafından, sonra dostları, iş yeri arkadaşları, eşi ve çocukları gibi ve bunların bir tanesinde bile değersizleştirilmesi kişinin bu açığı başka yollarda gidermesine yataklık yapmaya başlar. İşte tehlike burada başlar!

Birinin sevgisine ihtiyaç duymanın acısını iyi bilirim. Ama ne zaman kendini biri için değil birileri için faydalı bir iş yapmaya adarsan işte o vakit bağımlılıkların yok olup, sadece insana yatırım yapman gerektiğini anlıyorsun. Onlar seni zaten istediğinden daha çok seviyor ve onore ediyorlar inanın. Yeter ki niyetiniz iyi, yaptığınız şey insan hayrına olsun.

Unutmayın ki; ne etliye ne sütlüye karışmam düşüncesi veya ahlaksızlığa, adaletsizliğe doğrudan seni etkilemese bile sesini çıkarmadığın sürece varlığın bir kaktüs gibi devam eder. Asalak olarak yaşıyor olman zamanla hayatın geçtiğinde ve geriye dönüp baktığında, koca bir hiçe imza attığını görmek seni olmasa da evlatlarını utandırır inan buna.

İşte bu yüzden sevgili okurlarım. Teknolojinin, bilimin, okumanın kimseye zararı olmaz. Yeter ki o gelişmişliğin senin kültürel, bilgi ve sosyolojik manada gelişimini sağlayan adımlar olmasını sağla. Bunun yolu aile birlikteliği, bunun yolu güvenilir olman, bunun yolu yalanı tümüyle reddetmendir ki, işte o zaman gör evladını, etrafındaki dostlarının kalitesini ve imza attığın işlerin zenginliğini ve de bunca kalitenin getirdiği saygınlığını.

Kabahat teknolojinin senin parmaklarının ya da sana sunulan imknların içinde olması değil, eğer bir kabahat varsa ortada o da senin niyetinle ve/veya bilgisizce kullanmanla alakalıdır. Aynaya bak ve neye layık olduğuna kendin karar ver. Titre ve de kendine gel!

Ve yine her zaman ki gibi Tanrı, beynindekini yüreğinin sevgi odacıklarında güzelleştirip, kelamını şiir tadına dönüştüren insanlarla karşılaştırsın inşallah.

Sevgiler

Bakmadan Geçme