Adab-ı Muaşeret

Yaşı elliye yakın ve üstü olanların pek çoğu bilir adab-ı muaşeret kitaplarını. Eskiler ömür insanlar imiş,...

Yaşı elliye yakın ve üstü olanların pek çoğu bilir adab-ı muaşeret kitaplarını.

Eskiler ömür insanlar imiş, bir insan nasıl davranmalı, cemiyet içinde nasıl oturup kalkmalı, nasıl konuşmalı bir bir yazmışlar.

Yazmışlar da niye yazmışlar. Elbette bu sorunun yanıtı kısa. Mutluluk için.

Son zamanlarda yaşananlara bakınca bu kitabı çokça basıp çoğaltmak ve insanlara dağıtmak gerek diye düşünüyorum.

Zira kuralsızlık ve bencillik almış başını gidiyor ki tutabilene 'aşk olsun' demek gerek.

*

Aynaya baktıklarında sadece burunlarını görenler insanlar da var yaşamda.

Burun sözcüğü sevgili ANTON ÇEHOV'un çok iyi öykülerinden birinin kahramanını çağrıştır bana. Öykü kahramanı bir sabah uyanır. Yüzünü yıkamak için musluğa yanaşır. Avuçlarına suyla doldurup yüzüne çarpar. Ve doğrulup aynaya bakar ki ne görsün. Burnu yerinde yok. Burnunu bulma telaş ve kaygısıyla gelişir olaylar.

Burnu olmamak muhtemelen pekiyi bir şey olmasa gerek. Ancak bütün varlığınızın burnunuzdan ibaret olması çok daha kötü.

Güzel Türkçemizde buruna dair pek çok deyim var.

'Burnu büyümek

Burun kıvırmak

Burnundan kıl aldırmamak

Burnu havada olmak

Burun şişirmek

Burnu Kaf dağında olmak.'

Her bir deyim aynı insanı anlatıyor. Burnu aynaya sığmayanı.

*

Nezaket bir güçtür. Her insan ince, ölçülü davranamaz. İnce ve ölçülü davranmak için her şeyden önce hak ve hukuk sözlerinin anlattığını özümsemiş olmak gerekir.

Estetik değerler de önemli elbette. Güzellikten nasibini almamış olan birinin güzel davranabilmesi mümkün müdür? Hayır.

*

Son zamanlarda üzülerek tanıklık ediyorum.

Dilden başlayıp davranışlara kadar uzayıp giden bir kabalık hakim her yere.

Çokluk duymamazlıktan gelmeye çalışıyor insan. Ancak olmuyor. Birinin davranışını görmezden gelsen diğerininki mutlaka 'ben buradayım' diyor yüksek sesle.

Kabalık her zaman şiddeti çağırır.

Şiddet de yok olmayı.

Sevgi, dostluk ve umutla.

İyi haftalar.

Bakmadan Geçme