50 km tuzağı!

Neşenizin yelkeni iyice şişmiş iken, aniden patladığınız mutlaka olmuştur. Geçtiğimiz hafta birkaç işi bir araya getirip...

Neşenizin yelkeni iyice şişmiş iken, aniden patladığınız mutlaka olmuştur.

Geçtiğimiz hafta birkaç işi bir araya getirip İzmir'e gittim. İlk işimi halletmenin sevinci ile arabamla ikinci işime doğru Narlıdere'den Güzelbahçe'ye doğru çift geliş gidişli güzergahta yol alırken hafif yükseklikteki tepemsi yolu geçer geçmez, karşımızda trafik ekipleri belirdi. Araçta üç kişiyiz. Doğal olarak hemen çenelerimizdeki maskelerimizi ağızlarımızı kapatacak şekilde düzelttik. Ekibe yaklaşırken plakayı okuyan öndeki polis memuru eliyle sağa park etmemizi isteyen malum işareti yaptı. Tabii biz 'Acaba ne oldu?' şaşkınlığı yaşarken camı iyice açıp, 'Buyurun memur bey' dedim.

– Ehliyet ve ruhsat! Radara yakalandınız…

– Daha yola çıkalı 1 kilometre yaptık; nerde yakalandık ki?

– Az önce 50 kilometre yazan levha vardı. Bize 85'le yol aldığınıza dair bilgi notu geldi.

– Ama biz zaten normal trafik akışındayız, burada 50 ile gidilir mi!

– Ben bilmem! Levhada 50 yazıyorsa, 50'nin üstüne çıkmayacaksınız…

– Ama bu bir tuzak!

– Beyefendi tartışmaya girmeyelim, radara girmişsiniz işte!

– Ama!..

Ama'nın sonunu getiremedim çünkü ehliyet ve ruhsatı alan memur öndeki araca doğru yöneldi.

Biz, arabada söylenirken az sonra ehliyet ve ruhsat, ceza tutanağı ile birlikte geldi. Mecburen imzaladım tabii…

– Peki, bu 50 km sınırı nereye kadar devam ediyor?

– İlerleyince göreceksiniz…

Yolun soluna geçtim ve 50 kilometre ile devam ettim.

Arkadan gelen belediye otobüsü, selektör yapıp korna basıyordu. Yani, hemen arkamdan ışıklarını yakıp söndürerek 'Hızlı gitmeyeceksen sağa çekil' diyordu.

Özetle, bu yolda 50 kilometre hız ile gidilemezdi ve burada açıkça bir tuzak vardı. Ben bu tuzağın içine düştüğüm için 280 lira ceza yemiştim.

Kaymakçı'ya Ödemiş yönünden girişte, sağda 30 levhasını görürsünüz. İsterseniz oradan geçerken 30 kilometre ile gidince neler oluyor kendiniz gözlemleyin. Bu duruma başka yerlerden de örnek gösterilebilir.

Hani bir bakanımız, 'Ben kura mura bakmam' demiş ya!

Ben bakıyorum arkadaş… Çünkü lastikten benzin fiyatına her şey kura bağlı. Hatta hatta bu cezalar bile döviz kuru yükselişine bağlı.

Gitti mi iyi iş yapmanın ertesinde yaşadığınız moral bozukluğu… Neşe kaçıklığı… Stres birikmesi…

Çift geliş gidişli bölünmüş yolda 85 kilometrelik hız, cezai işlem gerektiriyorsa traktörlerle yol alalım…

Araç alırken vergi… Benzin alırken vergi… İki yılda bir TüvTürk… Yola giderken de ceza…

Toplu taşımayı severim ama tercih etsem herhalde bir günlük işimi 3 günde ve daha pahalıya mal ederdim…

Olsun… Allah devlete millete zeval vermesin de!

Bakmadan Geçme