112 Acil, sağlık ve İlkkurşun

Hatırlarsanız geçtiğimiz Ekim ayında, Salı Pazarı’nda yapılan direksiyon sınavı sırasında evli ve 2 çocuk babası öğretmen...

Hatırlarsanız geçtiğimiz Ekim ayında, Salı Pazarı'nda yapılan direksiyon sınavı sırasında evli ve 2 çocuk babası öğretmen İsmail Kararmış aniden rahatsızlanarak hayatını kaybetmişti. Kararmış, beraber çalıştığı arkadaşları ve kursiyerlerin gözü önünde bir anda fenalaşıp yere yığılmış, olay yerine gelen 112 Acil Servis ambulansı ile Ödemiş Devlet Hastanesi'ne kaldırılmış fakat kurtarılamamıştı.

Ne kadar doğrudur bilemem ama ambulansın olay yerine gelişinin 20 dakikayı bulduğu iddia edilmişti.

Bir ambulans elbette ki çağrıyı alır almaz olay yerine gelemez. Çağrı ile geliş arasında neler yaşanır bilemem. Bu yazıda 'Ambulans geç geldiği için öğretmen hayatını kaybetti' falan demeyeceğim.

Benim bu yazıda üstünde durmak istediğim konu bu değil.

Biliyoruz ki sürücü kursları, kursiyerlere ilkyardım konusunda da dersler veriyor ve kursiyerlerin çoğu bu ilkyardım dersinden de sınava giriyorlar. Ve çoğunlukla da sınavı geçip ehliyetleri alıyorlar.

Peki ama onca kişi arasında, İsmail Kararmış'ın durumunu anlayıp ilkyardımda bulunacak bir Allahın kulu yok muydu! Ya da kalp krizi geçirdiği belirtilen Kararmış, hemen bir araca bindirilip 2 dakikalık mesafedeki hastaneye yetiştirilemez miydi!

Demek ki bizde ilkyardım 'dostlar alışverişte görsün' cinsinden öğreniliyor.

Bugünkü yazımda ele alacağım ikinci olay yine ilk yardım ile ilgili.

Biliyorsunuz, nüfusumuz hızla artarken, okullarımızın fiziki sorunları ve öğrenci sayısı da aynı ölçüde artıyor. Acaba diyorum bir köy nüfusundan bile fazla öğrenci sayısına sahip okullarımızda, en azından ilkyardımdan anlayan birer personel istihdam edilemez mi?

Geçtiğimiz Cuma günü okulumuzda bir öğrenci merdivenden düşmüş. Doğal olarak bir telaş bir bağırış çağırış. Olay yerindeki nöbetçi arkadaşlar hemen 112'yi arayarak durum hakkında bilgi verip açık adres bildirmişler.

Aradan 13 dakika geçtiği halde ne gelen var ne de giden! Doğal olarak arkadaşlar bir kez daha arayıp geciktiklerini hatırlatmak istemişler. 112'den gelen yanıt ise, 'İlkkurşun köyüne girmek üzereyiz' olmuş!

Bizim okulun açık adı İlkkurşun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ya! 112 ilgilileri İlkkurşun adını duyar duymaz basmışlar gazı İlkkurşun köyüne… Durum böyle olunca ekipler anca olayın meydana geldiği saatten 30 dakika sonra okul bahçesine girebilmişler. Bereket ki düşme anında kafa travması gibi bir olay yaşanmadığı için öğrencimizde önemli bir hasar oluşmadı.

Ödemiş'in köklü okulları ve bunların halk arasında yerleşmiş adları vardır. Meslek liselerini sayarsak; Erkek Sanat veya Endüstri Meslek, Kız Meslek ve Ticaret Lisesi gibi. Bu isimler halk arasında bilinen isimlerdir. Ben bizim okulu tarif ederken İlkkurşun falan demiyorum, Salı Pazarındaki eski Ticaret Lisesi diyorum.

Bu isim karışıklığı kargoları da yanlış yönlendiriyor. Kargolar da gelen paketleri adresin devamına bakmadan İlkkurşun köyüne yönlendiriyorlar.

Bence bu okul adları kısa ve özel olmalı. Hadi tamam, okulumuzun niteliği ile birlikte adı da değiştirildi. Ama adı neden İlkkurşun? Okul Anafartalar Mahallesi içinde yer alıyor. Örneğin Anafartalar Lisesi dense daha iyi olmaz mıydı? Yerleşmiş isimlerle fazla oynamamak ve kurumlara uzun isimler vermemek gerekir diye düşünüyorum.

**

Bugün 24 Aralık… Bu tarihin bende iki önemli yeri var.

İlki gazetemizin ilk yayın hayatına başladığı tarih 24 Aralık 1997.

İkincisi de Cumhuriyet tarihimizde yaşadığımız en büyük felaketlerden biri olan 120 civarında insanımızın katledildiği 19-26 Aralık 1978 Kahramanmaraş katliamı.

İnternet üzerinden görüntülü yayın yapmaya başlayan gazetemizin daha uzun yıllar yayın hayatında kalması ve ülkemizin bir daha böyle acılar yaşamaması dileğiyle…

Bakmadan Geçme