‘AKBELEN DE BİZİM, URLA DA BİZİM!’
  Yücel, Urla'da yerleşim yerlerinin yakınında ÇED süreci başlatılan beton, kaya, taş ve yıkıntı atıklarının kırılacağı...
Yücel, Urla’da yerleşim yerlerinin yakınında ÇED süreci başlatılan; beton, kaya, taş ve yıkıntı atıklarının kırılacağı Tehlikesiz Atik Geri Kazanım Tesisi ile bölgenin toz altında kalacağını ve koruma altındaki doğal hayatın yok olacağını belirterek konuyu Meclis gündemine taşıdı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanına sorularını yönelten Yücel, İzmir’in tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan ilçelerinden Urla’ya dikkat çekti. İzmir’in Urla İlçesi’nin Torasan Mahallesi’nde 15 bin 330 metrekarelik alana “Tehlikesiz Atık Geri Kazanım Tesisi” kurulması için projenin kabul edildiği ve ÇED sürecinin başladığı duyurularının yapıldığını ifade eden Yücel, “Muğla Akbelen’deki doğa katliamı sürerken Urla’da da doğal hayatı yok edecek, bölgeyi toz bulutuyla kaplayacak bir işletmeye izin veriliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ÇED süreçlerini bir oldubittiye getirdiği kamuoyu tarafından bilinirken ÇED olumlu kararı verilmesi an meselesi. Yılda 300 bin ton atık malzemenin alınacağı tesiste, gelen atıkların yüzde 90’ının, kırıldığında yoğun toz çıkaracak beton taş, tuğla ve kiremit, kalan yüzde 10’luk kesimin ise demir atığı olacağı ifade ediliyor. Urla’nın tarihi ve doğal güzelliklerini rant uğruna yok edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
‘KARŞINIZDAYIZ!’
Tesisin yapımının planlandığı alana en yakın evin sadece 220 metre uzaklıkta olduğunu ve bölgenin koruma altındaki canlı türleriyle dolu bir doğal alan olduğunu aktaran Yücel,”Projenin yapılacağı alanda ve buraya komşu arazilerde Bern Sözleşmesi’ne göre ‘Mutlak Koruma Altındaki Türler’ listesinde yer alan 7 sürüngenin, 15 kuşun ve 6 memeli hayvanın bulunduğu, Koruma Altındaki Türler listesinde yer alan 4 sürüngen, 25 kuş ile 5 memeli hayvan türünün de yine bu bölgede yaşadığı belirlenmiştir. Genellikle inşaat malzemelerinin kırım, ayrım ve depolanmasının yapılacağı bu tesisin, hava ve gürültü kirliliği yaratacağı ortadadır. Oluşan bu kirliliğin, uluslararası anlaşmalarla ‘Mutlak Koruma’ ve ‘Koruma’ altında bulunan hayvan türlerinin doğal yaşam alanlarını tahrip edip zarar verme riski yüksektir. Tesisin bölgenin sosyoekonomik yapısı ile istihdamına sunacağı katkı da tartışılmalı bir konu” açıklamalarında bulundu.
HABER MERKEZİ