AIDS veya HIV Hastalığı

AIDS, 1979 yılında ABD'de, nedeni bilinmeyen ve henüz tedavisi bulunmayan, çoğunlukla ölümle sonuçlanan bir hastalık olarak...

AIDS, 1979 yılında ABD’de, nedeni bilinmeyen ve henüz tedavisi bulunmayan, çoğunlukla ölümle sonuçlanan bir hastalık olarak ortaya çıktı.  1981 yılında ise ilk kez teşhis edildi. 1983 yılına kadar ABD’de 1300 kişide görülen hastalık, aralarında Almanya, Fransa ve Danimarka’nın da bulunduğu 16 ülkede daha görüldü ve 1983 yılı sonunda hastalığa yakalananların sayısı 2000’i aşmıştı.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de HIV/AIDS vakaları hastalığın ilk görüldüğü yıl olan 1985’te toplam 2 iken, 15 Kasım 2022 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan toplam 34,453 HIV (+) kişi ve 2,177 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların   % 81,4’ü erkek, % 18,6’sı kadın olup % 16,2’si yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 25-29 ve 30-34 yaş grubudur. Bulaşma yoluna göre vakaların % 43,8’inin cinsel yolla bulaşmakta olduğu, cinsel yolla bulaşan vakaların % 68,5’inin heteroseksüel cinsel ilişki olduğu bilinmektedir. Ayrıca, vakaların %0,91’inin damar içi madde kullanımı olup % 55,04’ünün bulaş yolu bilinmemektedir.

Sadece 2022 yılına bakacak olursak; yani 01 Ocak – 15 Kasım 2022 tarihleri arasında 2901 HIV (+) kişi ve 70 AIDS vakası  olmak üzere toplam 2971 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilmiştir. Bildirimi yapılan vakaların % 82,93’ü erkek, % 17,07’si ise kadındır. Vakaların % 17,94’ü yabancı uyrukludur. 2022 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29  yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir. Yıllar itibarıyla hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2016 yılında HIV pozitif kişi sayısı 2689 iken, 2022 yılında HIV pozitif kişi sayısı 2971 olmuştur.

AIDS konusunda bilinmesi gerekenler özetle şu şekildedir ;

-Sadece cinsel ilişki ve kan yoluyla geçen AIDS, yalnızca homoseksüel hastalığı değildir ve dünyada olduğu gibi Türkiye’de de özellikle karşı cins ile ilişkide belirgin bulaşma yoludur.

-AIDS, kişilerarası normal temaslarla, kapı kollarından, yatak çarşaflarından, havlulardan, paradan, sabundan, ortak kullanılan banyo, sauna, kaplıcalar ve plajlardan bulaşmaz.

-“AIDS ter, idrar ve dışkı ile yayılır ve bulaşır” kavramları yanlıştır

-Sivrisinekler, AIDS bulaştırmaz.

– virüsü taşıyan bir kimsenin kullandığı iğnenin, herhangi bir nedenle paylaşılması virüsü bulaştırır ayrıca bu olay başka hastalıkların bulaşmasını da kolaylaştırır.

-Cinsel ilişki sırasında doğru prezervatif kullanımı, AIDS’in bulaşmasını önler.

-Gebelikte AIDS virüsü taşıyan bir anneden, bebeğine virüs bulaşması olasılığı vardır.

-Hastalık belirtileri görülmeden, yıllar süren virüs bulaştırma devri yaşanır.

Enfeksiyonun Evreleri vardır ve şu şekilde sınıflanır :

1 .Bulaşma – HIV enfeksiyonuyla ilk karşılaşılan dönemdir.

2 .Birincil HIV enfeksiyonu ( Akut HIV Enfeksiyonu ): HIV ile karşılaştıktan sonraki 2-4 hafta içinde vücutta HIV’e karşı verilen ilk tepkiler görülebilir. Bu tepkiler HIV ile karşılaşan bireylerin birçoğunda hiç gözlenmez. Hastaların çoğu bu evreyi geçirdiğini hatırlamaz ve klinik bulgular, genellikle grip gibidir ve bulgular 2-3 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Bu dönemden itibaren kişi bulaştırıcıdır ve bulaştırıcılığın en yüksek olduğu dönemlerden biridir. Anti HIV antikor testleri genelde negatiftir . Sadece Özel Laboratuvar testi olarak P24 ve viral yük pozitif saptanır.

3 .Serokonversiyon Dönemi: HIV varlığının laboratuvar testleriyle saptandığı dönemdir.

4 .Bulgusuz Dönem (Semptomsuz Dönem): Bireyler normal yaşamlarına devam eder. Ortalama 10 – 12 yıl sürebilen bu dönemde bulaştırıcılık devam eder.  Bireylerin kendi istekleriyle yaptırdıkları kontroller, ameliyat öncesi, evlilik işlemleri sırasında, işe giriş öncesi, kan bağışı gibi işlemler öncesinde yapılan laboratuvar testleriyle HIV teşhis edilebilir.

  1. Erken Bulgulu Dönem : Bulgusuz dönem boyunca bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu doktora gitmeye neden olan belirtilerin ortaya çıktığı dönemdir. Halsizlik, baş ağrısı, vücut ağırlığının %10’undan fazla kilo kaybı , nedeni bulunamayan ateş, bir aydan daha uzun süren ve tedavi edilemeyen ishal, deride pullanmalarla seyreden bir hastalık olan seboreik dermatit, yaygın ve sık herpes virüs enfeksiyonları (yüzde ve genital bölgedeki uçuklar), ağızda mantar enfeksiyonları (pamukçuk), en sık karşılaşılan bulgulardır.

6 .Edinilmiş Bağışıklık Yetmezlik Dönemi (AIDS): Enfeksiyonun 3., 4. ve 5. evrelerinde tanı ve tedavi alınmaması ya da tedavinin yarıda bırakılması sonrası HIV negatif ya da tedavi altındaki HIV ile yaşayan bireylerde hastalık etkeni olmayan bazı mikroorganizmaların (bakteriler, virüsler, mantarlar, parazitler) hastalık oluşturmaya başladığı dönemdir. Bağışıklık sistemi yetersizliğine ilişkin belirtiler belirgin hale gelmeye başlar. Yine bu dönemde fırsatçı kanserler olarak adlandırılan özel kanser türleri (kaposi sarkomu, beyin lenfoması vb. ) ortaya çıkabilir. AIDS evresi’nde tanı alan bireyler günümüzde uygulanan etkili tedaviler ile bulgusuz döneme geri dönebilmektedirler.

  1. İleri Evre: AIDS evresinde tanı almasına rağmen tedavi görmeyen ya da hala tanı almamış bireylerde bu dönemde enfeksiyona bağlı olarak kaslarda erime ve belirgin sinir sistemi tutulumları ortaya çıkar. İleri evre enfeksiyonun son dönemidir.

Şüpheli bireyle temastan 1 ay,3 ay,6 ay ve hatta 9 ay sonra tekrar tekrar test yapılıp teyit edilmelidir. Tahlil yaptırılırken mutlaka uzman hekimle görüşülmelidir.

Önlenebilir bir hastalık olan AIDS’ten korunma önlemleri, tedaviden daha ekonomiktir ve eğitimle korunmayı öğrenmek ve öğretmek hastalığın yayılmasını önlemede çok etkilidir.

Sağlıklı ve doğru bilgiler edinilmesi dileğiyle… Sevgi ve bilgiyle kalın…

 

Bakmadan Geçme