Sivas’taki Madımak Katliamı: Türkiye’nin Karanlık Geçmişindeki Kanlı Saldırı
Olayın kökenleri, 1970’ler ve 1980’lerde Türkiye’de artan etnik ve dini gerilimlere dayanmaktadır. Sivas, Türkiye’nin merkezi bir...
Olayın kökenleri, 1970’ler ve 1980’lerde Türkiye’de artan etnik ve dini gerilimlere dayanmaktadır. Sivas, Türkiye’nin merkezi bir şehri olmasının yanı sıra Alevi ve Sünni toplumlarının bir arada yaşadığı bir yerdir. Ancak, dönemsel olarak artan mezhepsel gerilimler ve aşırılıklar, Sivas’ta da derin bir şekilde hissedilmiştir.
Madımak Katliamı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından düzenlenen “Pir Sultan Abdal Kültür Festivali” adlı etkinlik sırasında gerçekleşti. Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Asım Bezirci ve Nesimi Çimen gibi tanınmış isimlerin de katıldığı bu etkinlik, birçok Alevi entelektüel, yazar ve şairin aralarında bulunduğu yaklaşık 2.500 kişinin katılımıyla gerçekleşmişti. Bu katılımcılar, etkinlik süresince Sivas’ta bulunan Madımak Oteli’nde konaklamaktaydılar.
Ancak, olayın gerçekleştiği gün, kalabalığın dışında kalan bir grup aşırılık yanlısı Sünni İslamcı, Madımak Oteli’ni kuşattı. Binayı çevreleyen bu kalabalık, oteli ateşe verdi. Polis ve itfaiye ekiplerinin müdahalesi yetersiz kaldı ve otel kısa sürede alevler içinde kaldı.
Otelin yangın sonucu yok olan içinde 35 kişi hayatını kaybetti. Bu trajik kayıplar arasında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin gibi 33 aydın ve 2 otel çalışanı vardı. Onlar ya yanarak ya da dumandan boğularak yaşamlarını yitirdiler.
Aziz Nesin, itfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışıldığı sırada saldırganlar tarafından linç girişimine uğradı. Başından yaralanan Nesin, polislerin araya girmesiyle kurtarıldı.
Katliamın ardından, olayın siyasi ve toplumsal sonuçları oldu. Katliamı gerçekleştirenlerin yakalanması ve yargılanması için soruşturmalar başlatıldı. Toplumda büyük bir infial ve tepki yaşandı.
Madımak Katliamı, Türkiye’nin dini ve etnik hoşgörüsüzlüğüyle ilgili derin sorunları vurgulayan bir olay olarak hatırlanmaktadır. Bu olay, ülkedeki Alevi-Sünni gerilimlerini artırmış ve toplumdaki kutuplaşmayı daha da derinleştirmiştir. Aynı zamanda, güvenlik güçlerinin müdahalesinin yetersiz kaldığı ve olayın önceden tahmin edilememesi de eleştirilen konular arasında yer almıştır.
HABER MERKEZİ