27 saniye

Acı tecrübelendik. Yeni bir gün doğumunu, yeni bir gün batımını daha kaç kez görebileceğimizi bilmeden yaşadığımız...

Acı tecrübelendik.

Yeni bir gün doğumunu, yeni bir gün batımını daha kaç kez görebileceğimizi bilmeden yaşadığımız bu hayat çizgisinde 27 saniye sarsıldık en içimizden.

İnsan denilen varlığı diğer canlılardan ayıran en güçlü yerimizden çatırdadık o 27 saniyede, duygularımızdan sarsıldık.

“Hayat telaşından ne çok şeyi unutmuşum meğer” dediğimiz yerde yerin dibine girdik.

Düşünmeden yaptığımız onca şeyi sığdırdık o 27 saniyeye. Kırdığımız canların, kırıldığımız yerlerin yarası kabuk attı, kanadı.

Artık hafızalarımızdan asla silinmeyecek bir 27 saniyemiz, aynı hafızadan silinmeyecek binlerce görüntü, adını asla unutmayacağımız mucizelerimiz var.

Deprem canımızı acıttı, evlerimize ateş düştü.

Artık daha çok sorgulamalıyız “Bu beton mezarları kim inşa ediyor?” diye.

***

Depremin sonrasında hayat, hemen 110 kilometre ötemizdeki çok sayıda insan için artık cuma saat 14.51’den öncesi gibi olmayacak. O enkazın altında yaşama ümidiyle saatlerce bekleyen ve kurtarılan insanlar, artık eskisi kadar mutlu olamayacak. “Yaraları beraber saralım” derken şaka yapmıyorduk ama o insanların travmalarını birlikte iyileştiremeyeceğimizi biliyorum. O insanları iyileştirmek için mikrofonu beton mezarları inşa edenlere uzatmadıkça onları iyileştiremeyeceğiz.

***

Gündem, koronavirüsten uzaklaşıp bir anda nasıl depreme odaklandıysa yine değişip depremden, ihmallerden uzaklaşacak ve o gün aklı, fikri, düşünceleri yine o insanlarda olanlar, en vicdanlı insanlar kalacak. Bugün değil ama yarın o insanları tekrar tekrar aklına getirip o travmaları sarmak isteyenler, o insanların yaralarını kapatacak.

***

Deprem, hayatımızın gerçeği. Onunla yaşamayı öğrenmek zorunda olduğumuzu bilmek zorunda olduğumuz yeni bir yıla birkaç adım kala harekete geçmemiz gerektiğini biliyorum. Tüm yetkililerin yaptığı onca açıklamanın üzerinin örtülmemesi adına bize de çok iş düşüyor. Vatandaşlar olarak ne olur bu yazımı okuyorsanız biz basın çalışanlarını konuyla alakalı uyarmayı asla unutmayın. Gündemimizin değişmesine, değiştirilmesine siz de izin vermeyin. El birliğiyle yürekten kurduğumuz bu vicdani köprünün inşasını bari düzgün kuralım. Sorumluluklarımıza sarılmayı birbirimize öğretmedikçe daha çok acılar yaşayacağız. Bu acıların bir sebebi de biz olmayalım. Son olarak, hepimiz büyük bir ders aldık. O dersten çıkarılacak çok şey var. Hepimize milletçe geçmiş olsun.

Bakmadan Geçme