12 EYLÜLLER OLMASIN…
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden yıllar yıl geçti.1980 yılında doğanlar bugün 38 yaşında. 12 Eylül getirdiklerini...
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden yıllar yıl geçti.1980 yılında doğanlar bugün 38 yaşında. 12 Eylül getirdiklerini yaşamadılar, ama darbenin ülkemize getirdiği sıkıntıları hayatın her alanında hissediyorlar, yaşıyorlar.
Neydi 12 Eylül? Neden yapılmıştı? Kimler yapmıştı? Kimlere karşı yapılmıştı? Bu kısa yazımda konuyu etraflı bir şekilde incelemek zor. Ama kısaca anlatmak gerekirse şöyle özetlenebilir.
1961 anayasasının getirdiği demokratik ortamda Türk insanı hayatın her alanında kendisine sunulan hak ve özgürlüklerden yararlanarak bilgilenmeye, örgütlenmeye başlamıştı. İşçilerin büyük çoğunluğu sınıf sendikacılığını savunan DİSK’in çatısı altında, öğretmenler TÖB_DER de, köylüler kooperatiflerde, lise ve üniversite öğrencileri derneklerde, kamu görevlileri kendi meslek örgütlerinde örgütleniyorlardı.
Daha da önemlisi, insanlar sömürü düzeninin, ülkedeki bir avuç sermayedarın ve yabancılarla işbirliği yapan kişilerden kaynaklandığının farkına varmışlardı.. Sömürü düzenini ortadan kaldırmak, insanca yaşanılır bir düzen kurmak için tüm emekçilerin birlikte hareket etmesi gerektiğini anlamışlardı. Bu anlayışla 1 Mayıs’ları Taksim alanında 500 bini aşan emekçilerle ile birlikte kutluyorlardı.
12 Mart 1971 muhtıracısı bir komutanın dediği gibi “ toplumdaki sosyal gelişme, ekonomik gelişmenin önüne geçmişti”.12 Mart muhtırası ile durdurulamayan bu gelişme daha sert bir şekilde durdurulmaydı.
Bunun için planlar yapıldı. Emekçi insanların karşısına yine aynı sınıftan gençler “devleti koruma ve milliyetçilik” kandırmacası ile çıkarıldı. Kardeşi kardeşe vurdurdular. Ülkede ihtilal ortamının oluşmasını beklediler.
12 Eylül 1980 beklenen gündü. Halk tedirgindi, akan kanın durmasını, can güvenliğinin sağlanmasını istiyordu. Herkes bir kurtarıcı bekler olmuştu. Beklenen kurtarıcı aylar önceden planlanan Kenan Evren öncülüğündeki askeri cunta idi.
Ordu 12 Eylül günü emir komuta içinde yönetime el koydu.
Anayasa askıya alındı. Siyasi partiler kapatıldı. Liderleri tutuklandı. Tüm işçi, memur ve gençlik örgütleri kapatıldı. Atatürkçüyüz diye diye; Atatürk’ün kurduğu parti, Türk dil kurumu ve Türk tarih kurumu kapatıldı. Binlerce insan haksız yere tutuklandı, binlercesi işten atıldı, sürgün edildi. Yüzlerce insan işkencelerden geçirildi, kuşkulu bir şekilde öldürüldü.
Gazeteciler tutuklandı, gazete ve dergiler kapatıldı. Kitaplar toplatıldı. Silahlarla kitaplar birlikte suç aleti diye televizyonlarda gösterildi. Olağanüstü mahkemeler kurularak yüzlerce kişiye idam cezaları verildi. Birçoğu infaz edildi. Kısacası toplumsal muhalefet zorla susturuldu, yok edildi. Her tür hak arama yolları kapatıldı. Sermaye sınıfına dikensi gül bahçesi hediye edildi.
Bu da yetmedi. Hazırlanan ortamın kalıcı kılınması gerekiyordu. Bunun için yeni bir anayasa ısmarlandı.1982 anayasası halka baskı ile onaylattırıldı. Daha önceden hazırlanan seçim yasası, siyasi partiler yasası, sendika ve Toplu sözleşme yasası, dernekler yasası, yükseköğretim yasası ( YÖK) gibi birçok antidemokratik yasa hazırlatılan bu anayasaya aynen yerleştirildi.
İnsanların siyasete, ülke yönetimine katılmaması, mevcut düzene karşı muhalefet etmemesi için her türlü yasal önlem alındı. Böylece 12. Eylül kendi hukukunu yaratarak sözde yeniden demokrasiye geçmiş oldu.
Aradan bunca zaman geçmesine karşın 12 Eylül hukukunun hala yürürlükte olması; hatta anayasa hukuku açısından daha da geri düşülmesi siyasi partilerimizin, siyasetçilerimizin ayıbıdır. Halkımız buna layık değildir. Başta 12 Eylül anayasası ve başkanlık sistemi olmak üzere tüm o dönemde yürürlüğe sokulan tüm antidemokratik yasalar derhal değiştirilmelidir. Ülkemiz yeniden demokratik parlamenter hukuk sistemine dönmeli, halkın temsilcilerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden eski yetkilerine ve saygınlığına kavuşturulmalıdır.
12 Eylül darbecilerinden ve darbeye hizmet edenlerden yargı önünde hesap sorulmalı, sorumlular en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.. Cezalandırılmalılar ki bir daha böyle suçlar işlenmesin. Yeni 12 Eylüller olmasın
Av. Yaşar Varış