1 Haziran ve Kuvayı Milliye Müzesi
Salı günkü yazımda Mayıs ayının Ödemiş açısından tarihi değerinden söz etmiş, İzmir'de işgalci güçlere karşı kahramanca...
Salı günkü yazımda Mayıs ayının Ödemiş açısından tarihi değerinden söz etmiş, İzmir’de işgalci güçlere karşı kahramanca direnen Hasan Tahsin adını kullanan Osman Nevres’ten söz etmiştim.
Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı yıllarına ait farklı ‘ilk kurşun’ tarihleri vardır.
Ödemiş tarihi ile ilgili yazıları nedeniyle başta ortaokul öğretmenim Behiç Galip Yavuz olmak üzere eski turizm bakanlarımızdan Alev Coşkun, ÖYKAM’ın eski müdürü Prof. Dr. Engin Berber, Halil Dural ve onun el yazılarını kitap haline dönüştüren Dr. Sabri Yetkin gibi tarihçilerimize teşekkür ettikten sonra kısaca bu ilk kurşun olayları ile ilgili özet bilgi vermek istiyorum.
1900’lerin başlarından itibaren hızlanan Anadolu’nun işgaline karşı çeşitli ilk kurşun öyküleri vardır. Bunlardan biri Hatay’ın Dörtyol ilçesinin Karakese köyünde Fransız askerlerinin tacizlerine dayanamayan köylüler tarafından Fransızlara karşı atılan ilk kurşundur.
Diğeri de Ayvalık’ta yaşanmış, Ali Çetinkaya ilçenin işgal edilmesine izin vermemiştir.
Bir başka ilk kurşun olayı Urla’da yaşanmıştır. Urla olaylarında da Rum/Yunan çetelerine karşı, Osmanlı askerinin yanında Urlalı gönüllüler savaşmıştır.
İzmir’in işgalinde de Hasan Tahsin’in Yunan bayrağını taşıyan askeri vurmasıyla ilgili geçen yazımda bahsetmiştim.
Ancak Ödemiş’in o zamanki adı Hacı İlyas olan bugünkü İlkkurşun köyü sırtlarında Yunan ordusuna karşı Ali Orhan (İlkkurşun) komutasında gönüllü köylü, efe ve birkaç yedek subaydan oluşan ilk Kuvayı Milliye grubunun direnişi, milli mücadelenin ilk kitlesel ve örgütlü direnişidir. Ödemiş direnişi, bu açıdan önemlidir.
Askeri depoda bulunan silahlar halka dağıtılmış ve bir halk savaşı olarak Yunan ordusuna karşı direniş başlatılmıştır. Bu nedenle de Mayıs ayının son pazar günü, İlkkurşun ismini alan Hacı İlyas köyü yakınlarındaki çatışma bölgesinde anma törenleri yapılır.
Tarih kitaplarının yazdığına göre Ödemiş direnişi, o günün zor iletişim koşullara karşın hızlı bir şekilde tüm Anadolu’ya yayılmış ve işgale karşı direnmenin moral açıdan da önemli bir sembolü olmuştur.
İzmir’in işgal edildiği gün, Ödemiş’te Vasıf Bey’in telgrafı Ödemiş Mıntıka Kumandanı Tahir Bey’e ulaşınca Yüzbaşı Tahir Bey, bir iki kişiyle görüşüp Ödemiş Kaymakamı Bekir Sami’nin yanına gider. Kaymakam Bekir Sami, Ödemiş’e yeni gelmiştir ve İzmir (Aydın) Valisi İzzet Paşa’nın emri olmadan bir şey yapamayacağını söyler.
Kaymakamdan destek yerine engelleme geleceğini öğrenen Yüzbaşı Tahir Bey, kendi odasında gizli bir toplantı yaparak direniş örgütünün fitilini ateşler. Bu gizli toplantıda şu kararlar alınmıştır: “Para bulunan her devlet kurumuna el konulacak ve kasaları mühürlenecektir. İlçede bulunan yedek subaylar derhal silah altına çağrılacaktır. Depolardaki silahlar gerektiğinde halka dağıtılmak amacıyla güvence altına alınacaktır. Dağlarda dolaşan zeybeklere haber gönderilecek, Yunan’la savaşma zamanının geldiği bildirilecektir. Civardaki ilçe ve nahiyelerle ilişkiyi sürdürmek için güç ve moral verici telgraflar çekilecektir”
Bu gizli toplantıdan sonra ertesi gün daha geniş kapsamlı bir toplantı, belediye binasında yapılır. Bu toplantıya katılan o an izinli olarak Ödemiş’te bulunan Yarbay Halim Pertev Bey, toplantıyı sabote eder ve ülkenin padişahı ve valisi olduğunu, bir direniş yapılacaksa o kişilerin emri ile yapılması gerektiğini söyler. Ona destek çıkan birkaç kişi daha olunca toplantı olumsuz sonuçlanır.
Milli Mücadele için örgütlenen silahlı Kuvayı Milliye’ye karşı, kasabalardaki Hürriyet ve İtilaf Partisi ileri gelenleri, direniş güçleri için “Bolşevik” suçlaması yapar.
Tire’de, Salihli’de, Akhisar ve başka kasabalarda böyle durumlarla karşılaşılmıştır.
İstanbul’da bulunan Egeli gençler ve öğrenciler heyecan içindedir. Hemen toplantı ve büyük gösteriler düzenlenir. Bir kısmı Ege’ye gelip direniş hareketlerine katılmaya karar verir.
Ali Orhan İlkkurşun, anılarında; “İstanbul’da bulunan Egeli gençler, milli gururlarını ve en baş döndürücü şartlarda bile dimdik kalabilme hasletlerini muhafaza ettiler” demektedir.
Yunan işgalinin komşu köye dayandığını gören halk, padişahtan da umudunu kesince ve anlatılanları dinleyince Kuvayı Milliye saflarına katılmaya başlamıştır.
Uzun lafın kısası, Ödemiş’te Milli Hükümet kurulur ve ilk zamanlar direnişe mesafeli olan Ödemiş Kaymakamı Bekir Sami de Milli Hükümet Reisi seçilir. “Yiğit Ordusu” adı altında bir milis güç oluşturulur. Böylece İstanbul Hükümeti’ne karşı Ege’de ilk isyan başlamıştır.
Daha önce Hükümet Meydanı’ndaki restore edilen binanın Kuvayı Milliye Müzesi haline dönüştürülmesinin gerekliliği üstünde durmuştum. Ödemiş’e yakışacaktır.
Yeniden hatırlatmış olayım…