Bu yazının yayınlandığı gün bu yılki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sona ermiş olacak. Siz fark ettiniz mi bilmiyorum ama benim iki şey dikkatimi çekti: Birincisi Cumhuriyet Bayramı’nın coşkulu ve geniş katılımlı geçmesi, ikincisi de korona salgınında insanların başta resim olmak üzere kendini sanata vermesi.
Öyle sanıyorum ki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde insanların salgın günlerindeki eve ve içe kapanık yaşama zorunluluğunu üstlerinden atmaya başladığını mutlaka siz de fark etmişsinizdir.
Belki ‘son dönem bayram kutlamaları rutin hale gelmişti’ diyebilirsiniz ama insanın sinir uçlarına dokunan Cumhuriyet karşıtlarının yaptıkları çıkışların da toplumdaki karşılığını görmüş olduk.
**
Biliyorsunuz bende biraz basın yayın hastalığı vardır. 1997 sonunda başladığımız Küçük Menderes Gazetesi’nde mali ve idari anlamda her türlü sorumluluğu bırakıp sadece yazı yazmaya başladığım 2017 başından itibaren ara ara Ödemişçe adı ile bir dergi çıkarıyorum. Ödemiş Müzesi çevresinde çalışmalar yürüten dostlarımızın da katkılarıyla çevremizin kültürel ve sanatsal bilgi ve haberlerine bu dergide derli toplu bir şekilde yer vermeye çalışıyoruz.
Korona salgını nedeniyle Ödemişçe de bir süredir yayınlanmıyordu. Ben, yeni sayı için ekim ayı başı olarak düşünmüştüm ama baskı işi, Cumhuriyet Bayramı sonrasına kaldı. Yayına hazırlık çalışmaları, bayramın bitmesi ile birlikte sona erdi. Baskıda bir aksilik veya gecikme yaşanmazsa önümüzdeki günlerde kitapçı ve kırtasiyelerden edinme olanağına kavuşacaksınız.
Güzel ve renkli bir dergi oldu. Beğeneceğinizi umuyorum.
**
Kent Konseyi’nde meclis genel kuruları tamamlandı. Yaklaşık iki aydır meclis seçimleri ile uğraşıyoruz. Bazı meclislere yeni başkanlar ve üyeler seçilirken aynen devam eden meclis yönetimleri de oldu. Sanıyorum önümüzdeki günlerde Kent Konseyi Yürütme Kurulu ile Meclis Yürütme Kurulu üyelerinin katılacağı geniş katılımlı bir toplantı veya kahvaltı ile yeni döneme güzel bir başlangıç yapacağız.
Burada bir şeyler hatırlatmam gerekiyor. Hani ‘ortak akıl’ diyoruz ya, oluşturmaya çalıştığımız ortak akıl da bence kendini Kent Konseyi’nde somutlaştırıyor.
Kent Konseyi, Ödemiş’in büyük bir ailesidir. Yönetim kurulları, meclislerde olgunlaşan fikirlerin olgunlaştırıcısı ve yürütücüsüdür. Başkanlar da kamuoyunda görünen yüzüdür.
Dilerim yeni güzel fikirler ve öneriler çıkar ve Kent Konseyi’nin resmi anlamda üstünde olan ilgili kurumlar da bu fikirlere saygı gösterip uygulanması için çaba sarf ederler.
Bu arada, daha önce haberlere yansıdı ve ben de yazdım ama gözden kaçmış olabilir: Son genel kurulun mahkemelik olduğunu ve iddialara ilişkin verilen savunmanın geçtiğimiz günlerde İdare Mahkemesi’ne gönderildiği bilgisini vereyim.
Konuyla ilgili önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı yazacağım.
**
Ben, “Havalar nasıl olursa olsun Ödemişçe’yi bekleyin” derim.
