-16 Nisan’da demokrasi kazanacak 

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Ödemiş Birleşik Haziran Hareketi (BHH), Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili olarak Ödemiş Belediyesi Kültür Merkezi’nde panel düzenledi. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ile Birgün Gazetesi yazarı ve BHH Yürütme Kurulu Üyesi Önder İşleyen, konuşmacı olarak katılırken Avukat Erdem Boyacı da panelin yöneticiliğini yaptı. Kültür Merkezi’nin tamamen dolduğu görülen panele, CHP Ödemiş ilçe yöneticilerin yanı sıra bazı sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile vatandaşlar katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Avukat Erdem Boyacı, başkanlık sistemi ile yönetilen bazı çağdaş ülkelerde yasama, yürütme ve yargı ayrılığı bulunduğunu belirterek, “Güçler ayrılığının bulunduğu her türlü sistem, demokratiktir. Fakat güçler tek elde toplanırsa bu sistemin adı demokrasi değil diktatörlüktür” dedi.

Yeni Anayasa değişikliği ile ilgili maddelerin çoğunun, Meclis’in yetkilerinin kısılması ve bu yetkilerin bir elde toplanmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Boyacı, “15 yıldır, ülkemizde tek başına yürütmede bulunan bir iktidar var. Bu Türkiye’de uzun yıllardan bu yana hiçbir partiye nasip olmadı. İktidarın her şeyi yapabilecek bir gücü var. Fakat bu gücün de yeterli olmadığı ve çift başlılık yarattığı iddiası ile Türkiye yeni bir seçim atmosferine sokuldu” şeklinde konuştu.

Boyacı’nın ardında söz alan BHH yürütme kurulu üyesi Önder İşleyen de BHH’nin 2013 yılındaki Gezi eylemleri sonrasında farklı siyasi partilere üye yurttaşlar tarafından kurulduğunu ve birlikte bir takım çalışma yürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:  “AKP hükümeti, bilindiği gibi 15 yıldır ülkenin tüm kadrolarını ele geçirmiş, mutlak iktidarın sahibi olmuştur. Bize yıllardır her seçimde ‘terör bitecek istikrar gelecek’ dediler. Peki geldi mi? Terörün durması bir yana komşularımızla ilişkilerimiz alt-üst oldu. Ekonomi dibe vurmuş durumda. Vergiler en üst seviyede. 15 yıllık iktidar, ne yazık ki söyledikleri mutlu ve müreffeh bir Türkiye’yi getirmedi. Vatandaş, 10 seçimdir AKP’ye destek veriyor. Şimdi işin sonuna geldik ve vatandaş bunun bilincinde. Fakat çareyi, baskıları arttırmakta ve gücün tek elde toplanmasına bağladılar. 18 yaş dışında -o da tartışılır ama – getirilen değişikliklerin hiçbiri savunulacak gibi değil. AKP tabanı da bunu görüyor. Ama lidere bağlılıktan dolayı mecburen savunma durumuna geçtiler”

“Hayır cephesi çeşitli”

FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimine de değinen İşleyen, “Hatırlayın, 2010 referandumunda bugün FETÖ dedikleri kişi, ‘ölüleri bile diriltip oy attırmaktan’ bahsediyor, AKP’ye oy istiyordu. Gelinen noktayı hepimiz biliyoruz. Türkiye’de inanç özgürlüğü, birçok İslam ülkesinden iyidir. Fakat siyasal İslamcı iktidar bununla yetinmeyip Cumhuriyet ile hesaplaşma yoluna gitti ve kendini tüketti” şeklinde konuştu. Hayır cephesinin, SP ve MHP’yi de kapsadığını belirten İşleyen, “Hayır, demokrasiyi savunmaktır. Moral değerlerimiz yüksek ve kazacağımıza inanıyorum. Evet cephesinde ise sadece AKP ve Devlet Bahçeli var. Demokrasiyi sonuna kadar savunan çevreler tüm yurttaşlarımıza tehlikenin boyutları hakkında bilgi vermeli, iktidarın geliştireceği her türlü strateji ve provokasyonlara karşı uyanık olmalıdırlar. Biz hayır’ı kendimiz için değil ülkemizin geleceği için istiyoruz” dedi.

“İşleyen bir sistem vardı”

İşleyen’den sonra söz alan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da referandumu muhalefetin istemediğini belirterek şunları kaydetti: “ Türk demokrasisi, aslında eğrisi ve doğrusu ile işliyordu. Bir kişi istedi, bazıları karşı çıktı diye kıyamet kopmaz. Bazen cumhurbaşkanları ile başbakanların da istekleri yerine gelmeyebilir. Meclis, beğensek de beğenmesek de son kararı verir. Sistemin tıkanın noktalarını hep birlikte düzeltebilirdik. Fakat iktidar, Türkiye’yi yeni bir gerilime sokarak işi referanduma getirdi. Ülkemizde bu değişikliklerden daha acil olaylar varken buraya getirmek ve insanları yeniden kamplaştırmak doğru değildi”

Türkiye’nin 1980’den sonra bölgesinde Suudi Arabistan gibi bir ülke yaratabilecek için bir projenin içine çekildiğini iddia eden Çam, Türkiye’nin son 40 yılda ANAP, DYP ve AKP gibi merkez sağcı ve liberal iktidarlar tarafından yönetildiğini söyledi. 10 seçimi arka arkaya kazanan ve 15 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP’nin özelleştirmeci ve gerici yapısının iyice ortaya çıktığını ifade eden Çam, “Cumhuriyet’in bütün kazanımları özelleştirme ile elden çıkarıldı. Peki nereye gitti bu paralar? Elde ne kaldı? Şimdi de Varlık Fonu çıktı. Bir yandan adil düzenci, muhafazakar geçiniyorlar öte yandan devletin bütün varlıklarını sattılar. Yol ve köprü yapıyoruz diyorlar. Peki üretim, tarım, sanayi ve bilim? Suçları büyük! Büyük olduğu için, iktidarı bırakmamak için bütün imkanları ellerine almak istiyorlar. İstedikleri tek şey rejim değişikliği ve tek adam iktidarı. FETÖ ile kavga, hilafet kavgasıdır. ‘Kendim için bir şey istemiyorum’ diyor. Yalan! 15 Temmuz gerekçesi ile binlerce insan görevden alındı. Yazık değil mi ev geçindiren suçsuz insanlara? 7 Haziran’da biliyorsunuz halkımız herkese bir ders verdi ve ‘anlaşıp ülkeyi yönetin’ dedi. Bu aslında 14 yıllık iktidara bir uyarı idi. Peki ne oldu? Önce Suruç’ta 30 sosyalist genç, ardından Ceylanpınar’da iki polis öldürüldü. Ardından gelen bombalamalar ile vatandaş korkutuldu ve sindirildi. Sonra ‘terör istemiyor istikrar istiyorsanız bize oy vereceksiniz’ dediler. Hatırlayın; seçimi kazandıktan sonra ne oldu! Seçilmiş başbakan Ahmet Hoca’yı bir haftada görevden aldı. Yıldırım seçimle gelmedi ki! Kendi getirdiğin Ahmet Hoca’yı görevden bile aldın. Daha ne istiyorsun!” diye konuştu.

Başkan yardımcıları hatırlatması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Tuğrul Türkeş ve Süleyman Soylu’nun AKP’ye girmeden önceki görüşlerinin de başkanlık karşıtı olduğunu ifade eden Çam, “Bakın arşivlere Kurtulmuş ne demişti? ‘Kendi şoförünü, bahçıvanını ve takım arkadaşını vekil yapacak’ demişti. İşte getirilmek istenen ‘tek adam’ sistemi budur” dedi.

Türkiye’nin savaş halinde olduğunu, Olağanüstü Hal ve KHK’lerle yönetildiğini belirten Musa Çam, birçok milletvekili, belediye başkanı ve gazetecinin tutuklanmasına dikkati çekerek, “Devlet resmen taraf olduğu için eşit bir yarıştan söz edilemez. Türkiye’deki binlerce camide beş vakit namaz özgürce kılınıyor ve ezanlar okunuyor. İnsanlar inançlarını rahatlıkla yerine getiriyor. Bundan daha güzel ne var? İşte parlamenter rejim bu. Çok sıkıntılar yaşanıyor ama kadın hakları en üst seviyede. Başka kaç İslam ülkesinde böyle bir hoşgörü ortamı var? Bundan daha güzel cumhuriyet var mı! Cumhuriyete sahip çıkalım”

Vekil maaşları vurgusu

Çam’ın konuşmasının ardından soru cevaplara geçildi. Milletvekili maaşlarıyla ilgili sorulan bir soruyu, “14 bin lira alıyorum. Asgari ücretliden 10 kat fazla. Benim danışmanım da 4 bin lira alıyor. Fakat devletin tepesinde öyle genel müdürler ve bürokratlar var ki bizim maaşımızı 3’e 4’e katlıyor. Bunları kimse dile getirmiyor. Bu adalet değildir. Biz hangi belediye başkanlarının ve hangi milletvekillerinin Pensilvanya’yı ayak yolu yaptığını, yatağında yatmak istediğini, hırkasını giymek istediğini biliyoruz. Bunların da hesabı günü gelince sorulacak” dedi. Haber: Turgay Konuralp

-16 Nisan’da demokrasi kazanacak 